TurcoPundit
G-ABD 27 Ağustos 2004
Sistani’nin Başarısı
Şii dini lider Sistani ani bir şekilde ülkeye dönerek “tüm inananları”
Necef’e doğru beraber beraber yürümeye çağırdı. Bu gelişme Necef’teki sorunun çözülmesini sağladı, Sadr’ın rolünü geçici olarak da olsa azalttı. Hem işgal kuvvetlerine hem de pervasız genç Sadr’ın sorumsuz hareketlerinin sonuçlarından ülkesini korumaya çalışan tecrübeli, akl-ı selim Sistani’yi birkaç aylık bir aradan sonra tekrar öne çıkardı. Dün Sistani ile Sadr arasında
varılan anlaşmaya göre hemen ateşkes sağlanacak ve bugün binlerce Şii’nin İmam Ali Türbesi’ne girişi engellenmeyecek. Ayrıca Mehdi ordusu Türbeden çekilecek, Amerikan askerleri Necef’ten çıkacak, Mehdi ordusu Necef ve Irak’ın geri kalanında savaşı bırakacak, kişisel silahları tutacaklar ama ağır silahları teslim edecekler, Necef’te Irak polisi devriye gezecek ama Mehdi Ordusu’ndan kimseyi tutuklamayacak, başta İmam Ali Türbesi olmak üzere türbelerin ve mezarların güvenliğini Havza dini polisi sağlayacak, Sadr 2005 seçimlerine katılacak ve Irak polisi, ABD ordusu ve Mehdi ordusu tarafından yakalananlar salıverilecekler.
Her ne kadar Sistani din adamlarının siyasete girmesine karşı ise de bu çarpıcı başarıdan sonra önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde kendisine yakın unsurların önemli bir avantajı olacağı söylenebilir. ABD ve Allavi Sistani’nin çok güçlü bir aktör olarak öne çıkmasını tercih etmeseler de Necef’teki durumun riski nedeniyle bunu engellemekten kaçınmak zorunda kaldılar. Necef’teki anlaşmanın bir şekilde “Felluce modelinin” bir devamı olduğu iddia edilebilir. Amerikan seçimleri yaklaştıkça Başkan Bush bu tür uzlaşmalara daha açık hale gelecektir. Bundan sonra Allavi ve Sadr’ın bu anlaşmanın şartlarına ne derece bağlı kalacakları da önemli olacaktır. Mehdi ordusuna yönelik tutuklamalar olursa ya da bu grup güç gösterilerine devam ederse Sistani’nin bu önemli başarısı yara alabilir. Ama o durumda dahi, daha önce burada ifade edildiği gibi, Sistani Irak’taki en önemli figür olarak ortaya çıkmıştır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
G-ABD 24 Ağustos 2004
Yeni Askeri Konuşlandırma Planı
Donald Rumsfeld’in Savunma Bakanı olmasından sonra Amerikan Silahlı Kuvvetlerini değiştirmeye yönelik planlarının önemli bir unsuru olan
yeni global konuşlandırma planının içeriği, gerekliliği, uygulanabilirliği, zamanlaması, olası yan etkileri ve iç politikadaki yansımaları tartışılmaktadır. Yeni tehditler ve yeni teknolojilerin Soğuk Savaş dönemi için dizayn edilmiş belli noktalarda yoğunlaşarak düşmanı beklemeye dayalı askeri yapıyı geçersiz kıldığı ve her zaman her yerde olunması gerektiği düşüncesi üzerine bina edilen plan kriz bölgelerine daha yakın, daha küçük üsler ve ileri depolar, daha hızlı müdahale edebilecek “çevik” ve çok yönlü birimler öngörmektedir. Başkan Bush’un denizaşırı Amerikan askeri varlığının üçte birini oluşturan 70 bin askeri ve 100 bine yakınını ülkeye geri getirme boyutunu vurgulayarak iç politikada da avantaj sağlamaya çalıştığı plana karşılık Demokrat aday Kerry’nin ciddi itirazları vardır. Kerry ABD’nin asker açığını 40 bin yeni askerle kapatmayı savunmakta, Bush ekibinin planının Washington’un ittifaklarına zarar verebileceğini, ABD’nin güvenilirliliğini zedeleyebileceğini, Kore yarımadasından asker çekilmesinin Pyongang’a yanlış mesajlar gönderebileceğini belirtmektedir. ABD’nin deniz aşırı askeri varlığında beklenen değişikliklerin Azerbeycan’da kalıcı bir Amerikan askeri varlığına neden olup olmayacağı
merak konusu olmaktadır. Rumsfeld’in son Bakü ziyaretinde üs konusunda geçici bir anlaşmaya varıldığı, Bakü’nün bu konuyu Karabağ sorunun çözümünde kullanabileceği ve ABD’nin bu ülkedeki üslerin modernizasyonunu düşündüğü iddia edilmektedir. Azerbeyacan’da olası bir Amerikan üssünün, başka şeylerin yanında Bakü_Ceyhan’ın güvenliği, İran’ın gözlenmesi ve kuşatılması planlanmaktadır. Ancak Azerbeycan’da bu gelişmeye daha temkinli yaklaşanlar da vardır.
Bu arada Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Pat Roberts’ın CIA’i üçe bölme planı
ciddi eleştirilere maruz kaldı. Planı eleştirenler bunun çözdüğünden çok problem yaratacağını, 11 Eylül Komisyonu’nun öngördüğünün aksine koordinasyonu zorlaştırabileceğini ve herhangi bir reform girişiminin tek bir parti tarafından değil iki partiye mensup Kongre üyeleri tarafından beraber gerçekleşmesi gerektiği ifade edilmektedir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
1. 'PKK'nın Irak'taki varlığı ABD için utanç verici' - ,
Pentagon’a danışmanlık da yapmış olan
American Enterpise Institute’un Orta Doğu uzmanı Michael Rubin National Review dergisinde ABD’nin PKK’ya karşı harekete geçmemiş olmasının yanlış ve “utanç verici”olduğunu
yazdı. Rubin yazısında PKK’nın varlığı ve eylemlerinden K. Irak’lı Kürt halkın da rahatsız olduğunu, ABD’nin Irak’ta yetkiyi devretmiş olmasına bu konuda
hala sorumlu sayılabileceğini, bu konuda bir şey yapmamanın Bush’un ve ABD’nin terörle mücadele konusundaki inandırıcılığına ve 50 yıllık müttefik Türkiye ile
ilişkilere zarar verdiğini, bazı ABD’li diplomatlarla Merkez Komutanlığı’ndaki komutanların bu durumun ciddiyetinin farkında olmadıklarını ve Türkiye’ye karşı bazı önyargıları olduğunu, Türkiye’nin İran’ın PKK ile mücadele konusunda verdiği sözleri ABD’nin bu konudaki pasifliği il karşılaştırdığını belirtmektedir. Rubin ayrıca Süleymaniye olayının Türkiye’de ciddi bir iz bıraktığını, Pentagon istihbaratının PKK’nın bölgedeki yerini bilmediği iddiasının inandırıcı olmadığını, geçtiğimiz bahar aylarında ulusal güvenlikten sorumlu diğer kurumların bilgisi dışında bölgedeki 101. hava indirme birliği ile PKK arasında yapıldığı iddia edilen görüşmenin terörist örgüte bir çeşit meşruiyet verdiğini, K. Irak’lı Kürtlerin 90’lı yıllarda oynadığı rol ve çevik kuvvete ev sahipliği yapması nedeniyle Türkiye’ye karşı müteşekkir olmaları gerektiğini ve ABD kuvvetlerinin bölgede küçük birimler halinde de olsa bulunmasının PKK’nın bu bölgede
rahat hareket etmesini önleyeceğini belirtmektedir.
2. Kerry’nin Dış Politika Danışmanları -
Kerry’nin önde gelen dış politika danışmanlarından Randy Beers Kerry’nin başka ülkelerle beraber hareket etmeye gerçekten inandığını Bush’un ise bu yöndeki sözlerini uygulamaya geçirmediğini belirtti. Randy Beers geçen sene Beyaz Saray’daki terörle mücadele koordinatörlüğü görevinden istifa etmişti. Kerry’nin dış politika beyin takımında Beers’ın yanında Susan Rice, James Rubin, William J. Perry, Gary Hart, Madeline Albright, Sandy Berger, Richard N. Holbrooke, General John Shalikashvili, Leslie H. Gelb, Zbigniew Brzezinski, Sam Nunn ve Joseph Biden gibi isimler bulunuyor
3. Brezezinski Blair’i suçladı - Carter döneminin Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew
Brzezinski Blair’i suçladı. ABD’nin son dönemde yaptığı hatalara Blair’in de ortak olduğunu belirten Brzezinski, eğer İngiltere ABD’yi takip etmek yerine daha farklı bir tavır sergilese bunun olayları etkileyebileceğini yazdı.
4. Springsteen Kerry’yi destekliyor -
Ünlü rock yıldızı Bruce Sprinsteen Kerry lehine bir yazı yazdı. Springsteen şimdiye kadar politikadan uzak durduğunu ama bu seçimin çok önemli olduğunu belirterek Kerry-Edwards ikilisinin belki tüm cevaplara sahip olmadığını ama en azından doğru soruları sorduklarını belirtti.
5. Pakistan’da El Kaide avı - Pakistan’ın Taliban rejiminin devrilmesinden bu yana
450 Talinban ve El Kaide mensubunu yakaladığı açıklandı.
6. Ürdün savaş uçakları için ABD’den füze satın alma planını savundu - Ürdün Dışişleri Bakanı geçen hafta İsrail’in Amerikan Kongresi’ne bu silahların satılmasının ertelenmesi yönünde baskı yaptığı şeklinde çıkan haberleri
yalanladı. İsrail ateşlenmeden hedefi bulan AMRAAM füzelerinin Arap devletlerine satılması halinde askeri üstünlüğünün tehlikeye girebileceğinden çekiniyor. İsrail’in, bu silahların kendisine yönelik hedefleri vurmasını teknik olarak imkansızlaştıracak değişiklikler yapılması halinde bu satışa karşı olmayabileceği belirtiliyor.
7. Sadr-ABD çatışması - Radikal Şii din adamı ülke çapında Amerikan ve koalisyon kuvvetlerine karşı
ayaklanma çağrısı yaptı. Sadr yanlısı militanlarla Amerikan kuvvetleri arasında yaklaşık iki aydır fiili bir ateşkes hüküm sürüyordu. İki taraf da ateşkesi bozanın öbürü olduğunu iddia ediyor. Amerikan F15 uçaklarının Sadr şehrine en az bir bomba attıkları belirtiliyor.
8. İran bölgesel güç – ABD’nin Irak’ta Saddam rejimini devirmesinden en karlı çıkanın Tahran olduğu ve İiran’ın artık
bölgesel bir süpergüç haline geldiği iddia edildi.
1. Ermeni Amerika Ulusal Komitesi (ANCA) seçimlerde Demokrat aday Kerry’yi destekleme kararı aldı. Amerika’daki Ermenilerin sayısı 1 ila 1.5 milyona arasında tahmin ediliyor. ANCA, Başkan Bush’un 2000 seçim kampanyası sırasında verdiği sözleri tutmadığını iddia ederek, sadece Kerry’yi desteklemediğini aynı zamanda Bush’a karşı olduğunu belirtiyor. Bilindiği gibi John Kerry “güçlü ve aktif” bir Emeni topluluğun yaşadığı Massachussets eyaletinden ve bu grupla yakın ilişkiler geliştirmiş ve 20 yıllık senatörlük hayatında Ermeni toplumunun getirdiği yasa tekliflerine aktif destek vermiş bir politikacı. Amerikalı Ermeni seçmenler, belli bir partiye angaje olmuş olanlar, genel olarak adayların durumuna bakarak oy verenler ve oylarını Ermeni konularının direk olarak etkilediği olanlar olmak üzere üçe ayrılıyorlar. Diğer etnik gruplarda olduğu gibi Ermeniler arasında da bu grupların dağılımını belirlemek çok kolay değil. Ancak seçimin çok yakın geçeceğinin düşünülmesi Ermeniler de dahil olmak üzere etnik grupların önemini diğer seçimlere göre bir parça daha arttırmış olabilir. Bu durum 11 Eylül sonrasında artık etnik grupların seçimlerde eskisi kadar etkili olamayacakları yönünde oluşan beklentiyle tam bir kontrast oluşturuyor.
2. Los Angeles Times gazetesi Bush Yönetimi’nin seçim yılında İsrail-Filistin sorunundan uzak durduğunu ve bu konunun Yönetim’in öncelikleri arasında yer almadığını yazdı. Colin Powell’ın son bölge gezisinde İsrail ya da Filistin Yönetimi ile görüşme gereği duymamasının bu durumun önemli bir işareti olduğu belirtiliyor. ABD’nin eski İsrail elçisi Martin Indyk, sorunun çözümünde Washington’un gerekli liderliği göstermemesinin İsrail’in Gazze’den geri çekilme planının kaotik bir durum yaratmasına neden olabileceğini belirtiyor. Bu arada, John Kerry’nin Irak konusunda olduğu gibi bu sorunun çözümü konusunda da neyi nasıl farklı yapacağı konusunda net bir işaret vermemesi dikkat çekiyor.
3. Demokrat Parti seçime kadar geçen süre içinde birkaç kez daha terör alarmı verilerek gündemin değişmesinden ve seçimin temposunun etkilenmesinden endişe ediyor. Ancak aradaki dönemde bir terör saldırısı olması nedeniyle John Kerry tamamen de bu alarmları açıkça eleştirmekten kaçınıyor. Çünkü gerçekten bir saldırı olursa bu eleştiriler kendisine zarar verebilir.
4. Financial Times gazetesinde yayınlanan bir yorumda, Amerikan seçimlerini kim kazanırsa kazansın ABD’nin idealist ve müdahaleci bir dış politika yürütmekten uzaklaşacağı iddia edildi. ABD’nin tek taraflı politikalar izlediği son dönemden sonra çok taraflı değil kendini dünyadan tecrit etmeye yönelik politikalar izleyeceği ve Irak ile Afganistan’da girişilen projelerin zorluğu, maliyeti ve tartışmalı sonuçlarının bir daha benzer girişimlerin olmasını engellemese bile zorlaştıracağı ifade edildi.
5. ABD elçiliğinden bir grup yetkili, dün Uluslararası Nakliyeciler Derneği'ni ziyaret etti. Irak'ta yaşanan son olaylardan dolayı üzüntülerini dile getiren yetkililer UND yetkililerinin çözüm önerilerini dinledi. UND yetkileri güvenlik ile isteklerini şöyle sıraladı: "Araçlar belli bir güzargahı izleyip silahlı eskort eşliğinde varış noktasına götürülmeli. Araçlar bekletilmeden hemen içeri alınmalı. Boş araçlarımız eskort eşliğinde Türkiye sınırına kadar getirilmeli."
6. Gürcistan Devlet Başkanı Şalikaşvili ABD’yi ziyaret ediyor. Şalikaşvili ziyaretinde Rumsfeld, Powell ve UGK yetkilileri ile görüşecek. ABD Gürcü lideri ve bu ülkenin toprak bütünlüğünü destekliyor. .
7. İran Dışişleri sözcüsü İran basınında yer alan Erdoğan’ın Tahran ziyaretinde ABD’nin bir mektubunu götürdüğü şeklindeki iddiaları yalanladı.
8. ABD’nin Ankara Elçiliği bir ABD askerinin Habur Sınır Kapısı'nda, çok sayıda mermi ve askeri malzemeyle yakalanarak tutuklandığı yönündeki haberleri yalanladı.
9. Amerika ile Irak’taki müttefikleri topluca yayınladığı ortak bildiride rehin alma olayları karşısında ödün vermemeyi kararlaştırdı.
10. Son yapılan kamuoyu yoklamalarında Kerry ile Bush arasındaki fark sadece birkaç puan gözükmesine rağmen Kerry’nin ekonomi ve güvenlik konularında maharetli olduğu ve Başkanlık yapabileceğini düşünenlerin sayısı artmış görünüyor.
11. Yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre Amerikalıların yüzde 80’i orduya güvenirken Kongre için bu oran sadece yüzde 20.
12. John Kerry seçilirse her ay basın toplantısı düzenleme sözü verdi. Kerry “ne yaptığımın bilinmesini” isterim diye konuştu. Başkanlığı döneminde sadece 12 kez basın toplantısı düzenleyen Başkan Bush medyanın karşısına çok nadir çıkması nedeniyle eleştiriliyordu.
13. 2002 yılında Amerika’daki tüketici harcamaları toplam ekonominin yüzde 70’imni oluşturdu. Bu oran Japonya ve Fransa’da yüzde 55.
1.
Amerikan Kara Kuvvetleri temel eğitim programlarında geniş çaplı değişikliklere gidiyor. Yeni askerlere savaş becerileri konusunda daha yoğun bir eğitim vermek ve onları Irak ve Afganistan gibi cephelere daha hazır göndermek amaçlanıyor. Modern savaşlarda cephe ile gerisi arasındaki farkın belirsizleşmesi nedeniyle normalde cepheden uzakta olan destek personelinin de gerçek silah ve cephaneyle, zorlu doğa koşulları ve sivillerin yoğun olduğu şehir savaşı ortamı da dahil daha yoğun bir savaş eğitiminden geçmesi öngörülüyor. Normal şartlarda aylarca hatta yıllarca süren eğitimlerden sonra cepheye yollanan Amerikalı askerleri son dönemde bazen sadece 30 günlük eğitimden sonra çatışma alanlarına gönderiliyor. Bazı gözlemciler Amerikan silahlı kuvvetlerinin bir çok farklı coğrafi bölgede konuşlandırılarak kapasitesinin ve eğitim standartlarının zorlandığı eleştirisini yapıyorlar. Bu arada genç subaylara verilen, hesap verme kültürü, savaş öncesi kontrol ve küçük askeri grupları motive etme gibi temel liderlik teknikleri eğitimi arttırılacak.
2. John Kerry’nin seçilmesi halinde başka ülkelerin desteğini alarak Irak’taki Amerikan askeri sayısını azaltacağı sözü Başkan seçilmeden önce Nixon’un Vietnem Savaşı’nı, Eisonhower’ın da Kore Savaşı’nı bitirme sözlerine
benzetiliyor. Tarihteki bu örnekler gibi Kerry’nin planı da ayrıntılı değil. Kerry’nin seçilmesi halinde Avrupalı devletlerin hemen ve önemli miktarda değilse bile Irak’ta sorumluluğu bir parça paylaşmaya yanaşmaları imkansız değildir. Bu kolay, çabuk ve büyük sayıda olmasa bile Irak içindeki gelişmelere göre önümüzdeki yıl bu zamanlarda bu ülkede Fransız askerinin de yer alması mümkündür.
3. Irak’a mal taşıyan Türk kamyoncular Amerikan askerlerinin kendilerini
sadece malları boşaltana kadar değil geri dönene kadar korumalarını istiyorlar. Bu arada Irak’a taşınan malların
sadece yüzde 2-3’ünün Amerikan kuvvetlerine götürüldüğü iddia edilirken bununla çelişkili olabilecek bir bilgiye göre ise “Irak'a yılın ilk yedi ayında 1 milyar 38 milyon dolarlık ihracat yapan ve bu rakamı yıl sonunda 2 milyar dolara çıkarmayı bekleyen Türkiye,
Irak'taki ABD askeri varlığının en önemli lojistik kaynağı haline geldi.”
4. Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye geçen Amerikalı bir askerin çantasında
“iki adet dolu Kalaşnikof şarjörü ve savaş malzemesi” ele geçirildi. Amerikalı asker Silopi Cezaevi’ne konuldu.
5. Kerkük'te olayların artması üzerine polis ve ABD askerleri önceki gece ortaklaşa düzenledikleri operasyonda evlere ani baskınlar düzenleyerek çok sayıda
ruhsatsız silaha el koydu.
6. Azerbeycan-İran sınırında Amerikan askerlerinin görev almasının planlandığı
iddia edildi.
7.
Haziran ayında ABD’de tüketici harcamaları 11 Eylül’den bu yana en büyük düşüşü yaşayarak 0.7 oranında azaldı. Dayanıklı mallardaki düşüş ise 5.9 oranında oldu.
8. Amerikan Newsday gazetesi ismini vermediği istihbarat kaynaklarına dayanarak
seçimlerden iki ay önce Eylül başında bir terör saldırısı beklendiğini yazdı.
9. Wall Street Journal gazetesinin bildirdiğine göre John Kerry kendisini destekleyen 200 işadamının ismini
açıklayacağını belirtti. Listede 2000 yılında Bush’u destekleyenlerin de olduğu belirtiliyor. Bush’un bu kesim içinde desteğinin azalmasının nedenleri olarak izlediği mali politikalar ve dış politika başta geliyor. İşadamları ABD’nin prestiji ve kendisine duyulan sempatinin azalmasının ülkenin yurtdışındaki pazar payına daha da fazla etki etmesinden çekiniyorlar.
10. Amerikalı yatırımcıların geçen
sene 72 milyar dolarlık yabancı hisse senedi alarak bir rekor kırmalarından sonra bu sene de yaklaşık 90 milyar dolarlık yabancı hisse senedi almaları bekleniyor. Dünya ekonomisindeki büyümenin ABD’den yurtdışına kayacağı beklentisinin bu ilgide etkili olduğu düşünülüyor. Ayrıca yabancı yatırımcıların Amerikan kağıtlarına olan ilgisi de azalıyor. Bu durumun Amerikan ödemeler dengesi açığı için problem oluşturabileceği belirtiliyor. Fiyat-kazanç oranları dikkate alındığında Amerikan hisselerine kıyasla Avrupa hisselerinin ortalama olarak yüzde 15, Asya hisselerinin ise yüzde 25 oranında daha ucuz olduğu ifade ediliyor.
11. Irak’ta yeniden inşa faaliyetlerinde Irak’ın gelirlerinden yapılan harcamanın yüzde 85’inin Amerikan firmalarına gittiği belirtiliyor.
1. Uluslararası Nakliyeciler Derneği “güvenlik endişesi nedeniyle ABD birliklerine ait yüklerin taşınmasını durdurma kararı aldıklarını”
belirtti. Şu anda Iraklı direnişçilerin elinde 2 Türk şoförün bulunduğu belirtiliyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı ise sevkıyatı durdurma kararını “erken bir karar olarak” niteledi ve ''Ne Türk ihracatçısının ne de nakliyecisinin 'ben burada oynamıyorum' deme gibi bir lüksü yok.'' dedi. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı, Irak’ta kaçırılan bir Türk rehinenin öldürülmesini kınadı. Dışişleri sözcüsü Adam Ereli, Türk şoförünün öldürülmesini ‘alçakça ve barbarca’ bir eylem olarak niteledi.
2. Amerikan basını son günlerde New York ve Washington’daki finans kurumlarına yönelik terör saldırısı olabileceği şeklindeki istihbaratın büyük bölümünün 3-4 yıllık olduğunu
yazdı. Amerikan yönetimi bazı çevreler tarafından terör endişesini seçimlere yönelik bir avantaja tahvil etmeye çalışmakla eleştiriliyor.
3. Başkan Bush’un 11 Eylül Komisyonunca önerilen
CIA ve diğer tüm istihbarat kurumlarının üzerinde genel bir istihbarat “çarı” atama düşüncesini onaylaması bu sefer de yeterince düşünülmeden aceleyle sadece seçimlere yönelik tasarlanmış bir adım olduğu şeklinde eleştiriler alıyor. Bazı gözlemciler yeni mevkiinin personel ve bütçe üzerindeki yetkilerinin muğlak kaldığına dikkat çekerken başka bazıları da yeni pozisyonun istihbaratın daha da siyasileşmesine neden olabileceği, istihbarat ile karar alıcılar arasına yeni bir katman eklemenin doğru olmayabileceği, asıl gerekenin kurumların birbirleriyle arasındaki mimaride değişiklik yapmanın ötesinde içlerinde değişikliğe gitmek olduğu ve sayıları 15’i bulan tüm istihbarat kurumlarının sayısının zaman zaman koordinasyon problemi yaratsa da aslında çoğulcu bir ortamın olmasının “groupthink” denilen bir örnekliğin daha da artmasını önlediği şeklinde düşünceler dile
getirmektedir.
4. Demokrat partisi Kongresi’nden sonra Kerry’nin oy oranında çok az bir düzelme olmuş olmasın rağmen bazı analistler çok yakın geçmesi beklenen bu seçimde
Demokrat adayın yakaladığı bu üstünlüğün yine de önemli olduğunun altını çiziyorlar. Seçmenlerin yüzde doksanı aşkın bir kısmının oyunun rengi konusunda şimdiden karar vardığını, geri kalan yaklaşık yüzde onluk seçmenin bir kısmının da seçimi hangi partinin kazanacağı aşağı yukarı şimdiden belli olan eyaletlerde olduğu düşünülürse son üç aydaki yarış toplam seçmenin yaklaşık yüzde beşi kadar bir seçmeni etkilemek için olacak.
5. Irak savaşı sırasından Amerikan kuvvetlerini komuta eden Tommy Franks’in anıları
yayınlandı. Franks kitapla ilgili olarak Time dergisine verdiği mülakatta eski patronu Rumsfeld ile ilgili olumlu şeylerin yanında çok merkeziyetçi bir yönetim tarzı olduğu eleştirisini yapıyor ve Irak ordusunun kendiliğinden dağıldığını ama geri çağrılmasının doğru olabileceğini belirtiyor.
6. ABD Güney Kore’de konuşlandırılmış askerlerinden
3600 tanesini Irak’a gönderiyor. ABD G. Kore’deki 37 bin askerini kademeli olarak üçte bir oranında azaltmayı planlıyor.
7.
Wall Street’deki finans şirketleri yöneticileri arasında yapılan kamuoyu yoklamasında Kerry’nin kazanacağını düşünenlerin oranı % 53’e yükseldi. Aynı yoklama Haziran başında yapıldığında Bush’un kazanacağını düşünenlerin oranı % 75 idi.
1. Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı New York ve Washington’daki New York Borsası, IMF ve Dünya Bankası gibi
finans kurumlarına yönelik saldırı olabileceği nedeniyle güvenlik önlemleri arttırdı.
2.Demokrat aday John Kerry seçilmesi halinde ilk dönemin sonunda
Irak’taki Amerikan askeri sayısını azaltacağını açıkladı ancak bunun nasıl olacağın dair ayrıntı vermedi.
3. ABD Adalet Bakanlığı Başmüfettişi Türk asıllı çevirmen Sibel Edmonds’u haklı buldu.
4. Başkan Bush kendi icraatını savunacağı ve rakibini kararsız biri olarak göstereceği bir aylık büyük bir halkla ilişkiler ve reklam kampanyasına
başlıyor.
5. Nato Irak’ta bu ülkenin güvenlik kuvvetlerine eğitim verme konusundaki sorunu kısmen aştı.Ülkeye gidecek 40 kişilik ekip Eylül ayında konuyla ilgili
bir rapor hazırlayacak.
6. Ebu Greyb skandalının kahramanlarından er
Lynndie England’ın davası yarın başlayacak. Davanın kamuoyunun gündeminden düşen bu konuyu
tekrar hatırlatması bekleniyor.
7. IMF mali problemlerini çözmesi için ABD’den
vergileri arttırmasını istedi. IMF Bush Yönetimi’nin bütçe açığını önümüzdeki dört yılda yarıya indirme planının çok “mütevazi” buldu. İkinci Dünya Savaşı sonrası doğan nesil yavaş yavaş emekli olurken bu durumun ülkenin sosyal güvenlik ve sağlık sektörlerine ciddi yük bildirmesi bekleniyor.
8. Demokrat Parti Kongresi’nden sonra yapılan kamuoyu yoklamalarında Kerry’nin beklediği gibi çıkışa geçmediği ve hatta bazı yoklamalarda
geri düştüğü görülüyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görevdeki Başkanları yenen her üç aday da parti kongrelerinden sonra yapılan kamuoyu yoklamalarında ciddi artışlarla çıkmıştı.
9. Amerikan Başkanlık seçimlerinde bağımsız olarak aday olan ve büyük ölçüde Demokrat aday John Kerry’den oy çalması beklenen Ralph Nader seçimlerden çekilmeyeceğini
açıkladı.