G-ABD 12 Ekim 2004
Silah Alımları
Belli bir ihtiyata payı bırakarak denebilir ki, Türkiye’nin AB üyelik süreci silah alımlarında da AB’ye belli bir kaymayı beraberinde getirecektir.
AB ülkelerinin AB adayı bir ülkeye resmi ya da gayrı-resmi ambargo ya da kısıtlamalar koymaları ve mevcut olanları sürdürme ihtimali düşüktür. Bu durum ayrıca ABD’nin de Türkiye’ye silah satışlarında Kongre vasıtasıyla koyduğu bazı sınırlamaları gevşetici etki yapabilir. Bu arada ABD hükümeti
Türkiye’nin F-16 savaş uçaklarını modernize etme talebini Kongreye bildirmiş ve.Türkiye modernize işlemleri için 3.9 milyar dolarlık bir paketi harekete geçireceğini ABD hükümetine iletmiştir. İşin ilginç yanı bu gelişmelerin savunma harcamalarında ekonomik ve stratejik nedenlerle, hem geçmiş döneme hem de daha önce ileriye dönük olarak yapılan projeksiyonlara göre indirime gideceği bir dönemde yaşanacak olmasıdır. Türkiye’ye silah satmaya istekli ülkelerin artması elbette olumlu bir gelişmedir ancak AB ülkelerinin şansının ilk etapta daha çok küçük bütçeli programlarda artması beklenebilir.
Silah, teçhizat, eğitim, doktrin ve askeri kültür olarak Amerikan Silahlı Kuvvetleri’ne daha yakın olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, orta uzun vadede ve daha mütevazi boyutlarda olmak şartıyla AB ordularıyla olan ilişkilerinin güçlenmesi ve silah alımlarında olduğu kadar kültürel olarak da AB orduları ile olan yakınlığının artması beklenebilir. Türkiye’de sivil asker ilişkilerinin AB normlarına yaklaşması da bu sürece etki yapacak bir diğer faktör olabilir. Bu süreç Türkiye’nin AB üyeliğinin salt bir ihtimal olmaktan çıkıp daha muhtemel olması ile hızlanabilir. Bu tür bir tespitte bulunmak ille
ABD ve Avrupa arasındaki farklılığın abartılması ya da bu iki güç arasında Türkiye için amansız bir rekabet olduğu anlamına gelmemelidir. Bu iki gücün arasındaki ilişkilerin “artık eskisi gibi olması” ihtimali düşükse de topyekün bir kopuşun yaşanması da o kadar zordur. (Şanlı Bahadır Koç, ABD Masası, Araştırmacı)