G- ABD 15 Eylül 2004
Tel Afer, ABD ve Türkiye
Eğer gerçekten Tel Afer büyüklüğünde bir yerleşim merkezine
güvenilirliği bu denli tartışılır bir istihbaratla bu şekilde saldırarak terörle mücadele edileceği düşünülüyorsa ABD’nin Irak’ta niye
başarısız olduğuna şaşmamak gerekir. Öte yandan olaya Türkiye açısından bakarsak yapılan ve kısmen
Abdullah Gül’ün de yansıttığı aşağıdaki tahmin, değerlendirme ve iddialar eğer
doğru değilse bile makul ve anlaşılmaz olmayan vehimleri yansıtmaktadır: 1) Türkiye’nin ikinci gümrük kapısını açma girişimini engellemeye ya da zorlaştırmaya yönelik bir adım olduğu 2) Kerkük’te uygulanan ve muhtemelen hızlandırılması planlanan salam politikasının bir provası olduğu, 3) Türkmenleri sindirmek ve Türkiye’nin Irak’ın içindeki gelişmelere etki edemediğini göstermenin amaçlandığı, 4) Ankara’ya, Kürtlerin bağımsızlık ilanı ve/veya Kerkük’te demografik yapıyı değiştirme konularında radikal adımlar atması halinde müdahale etmeyi aklından bile geçirmemesi mesajı olduğu. Burada daha önce ifade edildiği gibi Türkiye içinde PKK terörünün tırmanması da bu listeye eklenebilir. Kürt-Amerikan ve hatta belki de İsrail tarafının Türkiye’yi Irak’a etki ve müdahale edemez hale getirmeye çalıştıkları iddiası belki kesin olarak kanıtlanabilir değildir ama inandırıcıdır.
Bu tür olayların önüne geçmek için Ankara tarafından Washington’a üst düzeyde danışmalar yapılması gerekliliği ortaya konmalıdır. Telafer’deki askeri harekat gibi sadece Türkmenlerin yaşadığı şehirde vebazı rakamlara göre 100 bin – 100 bin!- kişinin şehri terk etmesine neden olmuş büyüklükte ve Ankara’yı direk olarak ilgilendirdiği açık olan böyle bir harekat yapılmadan önce
haber vermenin ötesinde üst düzey danışmalar yapılmış olmalıydı. Aksi takdirde hala telaffuz edilmeye devam eden “stratejik ortaklık” gibi kavramlar yanlış olmanın ötesinde acıklı bir içerik kazanabilirler. Yapılan üst düzey ziyaretlerin Türk-Amerikan ilişkilerini belki yoğun bakımdan çıkardıysa da tamamen tedavi ettiğini söylemek mümkün değildir. Irak harekâtı öncesi yaşanan sert pazarlıklar, 1 Mart olayı, “kırmızı çizgilerin” aşılması ya da yıpratılması, Süleymaniye krizi, Irak’a asker gönderme tartışmaları ve ABD’nin bu talebini geri alması ve Washington’un PKK konusundaki tavrı Türk-Amerikan ilişkilerinde ciddi tahribata neden olmuştur. Tel Afer olayı son iki yılda Türk tarafının incindiği yukarıdaki olaylar listesine yeni bir halka olarak eklenmiştir: (Şanlı Bahadır Koç, ABD Masası, Araştırmacı)