G-ABD 13 Eylül
ABD, Irak ve İran
Newsweek dergisinin uluslararası baskısının editörü ve son dönemde ABD’deki en saygın dış politika yorumcularından olan
Fareed Zakaria ABD’nin Irak’ta Sünnileri dışlayan bir dizayn kurmaya çalışmasının risklerini ortaya koyduğu yazısında, geçmişte İngilizlerin de benzer bir şekilde tek bir etnik grubu kayırdıklarını ama bunun sonuçlarının hep olumsuz olduğunu belirtiyor. Yazar yetki devrinin şiddeti azaltacağını beklenilmesine rağmen tam tersinin olduğunu ve eylemlerin şiddet, çeşitlilik ve coğrafi dağılım olarak arttığını, ama ülkenin her tarafını kapsamadığını ve muhtemelen de kapsamayacağını belirttikten sonra, Sünnileri dışlamanın Irak’ta kutuplaşmayı arttıracağını yazıyor. Geçici Irak Yönetimi’nin ve Irak güvenlik güçlerinin ülkedeki güvenlik problemi ile başa çıkmak için güce ve meşruiyete sahip olmadıkları açıkça görülmektedir.
ABD’nin özellikle Bush kazanırsa Amerikan seçimleri ile Irak’ta seçimlerin yapılmasının planlandığı Ocak ayı sonu arasında Sünni Üçgeni’nde büyük çaplı askeri harekatlara girişmesi beklenebilir. Kerry’nin kazanması halinde ise Irak’taki güvenlik durumu ile baş etmek için Bush’tan farklı ne yapacağını bilmek için elimizde bir bilgi bulunmuyor. Amerikan halkı ise Irak konusunu seçimin önde gelen konusu olarak görmüyor gibi görünmektedir. Özellikle son dönemde Irak’ta yaşanan olumsuz gelişmeler Başkan Bush’un kamuoyu yoklamalarındaki durumuna çok fazla etki etmemektedir. Bunun nedenleri olarak Kerry ve ekibinin Irak konusunu yeterince gündemde tutmayı başaramayışı dışında, Amerikalıların gelen olumsuz haberlere karşı bir tür kayıtsızlık ve bağışıklık kazanmaları ve hatta belki de Kerry’nin Irak’ta Bush’tan farklı ve etkin bir formülü olduğuna inanmaları da olabilir. ABD Irak’ta başlangıçta koyduğu hedeflerin çok uzağın düşmüştür. Bu sonuçta koyduğu – ya da vazettiği- hedeflerin gerçekçilikten uzak olması kadar uygulamadaki yanlışları etkili olmuştur. Ne yazık ki, Türkiye’de bir çok kişi tarafından ifade edilenin aksine, ABD bir süre sonra bu başarısızlıkla her gün yüzleşmekten bıkarak ülkeyi kendi haline bırakmayı tartışmaya başlayabilir. Burada daha önce de belirtildiği gibi nasıl Bush’un dört yıllık iktidarının başlıca konusu Irak olduysa önümüzdeki dönemin baş konusunun da İran olması yüksek bir ihtimal gibi görünmektedir. İran ile Irak sorununun çözümleri arasında önemli bir ilişki olmasa idi ABD’nin Irak’tan bıkarak ağırlığını İran’a vereceğini söylenmek daha kolay olabilirdi. (Şanlı Bahadır Koç, ABD Masası, Araştırmacı)