G-ABD 01 Eylül 2004
Pentagon'da İsrail Casusu İddiaları – Senatör McCain
Pentagon görevlisi Larry Franklin hakkındaki ABD’nin İran politikasıyla ilgili gizlilik derecesi yüksek resmi bir dokümanı AIPAC görevlileri vasıtası ile İsrail'li diplomatlara verdiği yolundaki casusluk iddialarının basına yansımasının üzerinden beş gün geçtikten sonra bile olay
muamma olmaya devam etmektedir. Olayın espiyonaj dışında Pentagon’un Amerikan dış politikası ve Beyaz Saray’ın bilgisi ve onayı olmadan
İran’da rejim değişikliği planını uygulaması, Ahmet Çelebi’ye sonradan İran’ın eline geçtiği iddia edilen gizli bilgilerin verilmesi, savaş öncesinde Irak’la ilgili istihbaratın bilerek abartılması gibi olaylarla ilişkili boyutları da olabilir. Bu konuda akla gelen ilk soru, İsrail'in Bush Yönetimindeki en üst düzey şahinler vasıtası ile hemen her türlü bilgiye ulaşması mümkünken niye orta düzey bir yetkiliden bu tür bir bilgi alma yolun gittiği ve bunu neden bu kadar dikkatsizce yaptığıdır. Acaba Franklin yakın olduğu üst düzey yetkililer tarafından bir tür ulak olarak kullanılıyor olabilir mi? Cumhuriyetçiler olayın büyütülmesine Bush'a zarar verebileceği nedeniyle karşı çıkmaktadırlar. Kerry ise belki de Yahudi lobisini ürkütmemek için konuyla ilgili net ifadeler kurmaktan kaçınmaktadır. Konunun basına sızma şekli de gariptir. Bunun
soruşturmanın hedefi olanlar tarafından yapılmış olması ihtimali vardır. Hala bir tutuklama olmaması nedeniyle bazı yorumcular FBI'ın elinde yeterince kanıt olmadığı şeklinde yorumlar yapmaktadır. Franklin’in
buzdağının sadece görüne kısmı olduğu da iddia edilmektedir. Douglas Feith, Michael Ledeen ve Harold Rhode ve hatta Paul Wolfowitz gibi Türkiye ile bağlantıları olan bazı kişilerin de olaya karışmış olma ihtimali Türkiye açısından ilave bir ilgi yaratabilir.
Cumhuriyetçi Senatör John McCain Başkanlık seçimlerinde
önemli bir aktör olarak öne çıkmaktadır.
Düşündüğünü söylemekten ve gerektiğinde kendi Partisi ile ters düşmekten çekinmeyen Vietnam Gazisi McCain uzun süre John Kerry tarafından da yardımcısı olması için ikna edilemeye çalışılmıştı. 2000 seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olmak için George Bush ile yarışan McCain’in tamamen politikanın üzerinde olduğu da söylenemez. Bazı yorumcular McCain’in Bush’u desteklemesinin arkasında
2008 seçimlerinde partisinden aday olma isteğinin olduğunu belirtiyorlar. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
G-ABD 31 Ağustos 2004
Irak Direnişi – Amerikan Seçimi
Irak’ta Haziran ayında 42, Temmuz ayında 54, Ağustos ayında ise 63 Amerikan askeri
ölmüştür. Bu rakam Nisan ve Mayıs aylarında ise 135 ve 80 idi.Yetki devrinden bu yana ölen Amerikan askeri sayısı 110’a ulaştı. Irak’ta ölen Amerikan askeri sayısı toplamı 1000’e yaklaşırken resmi rakamlara göre yaralananların da 6500 olduğu belirtiliyor. Saldırıların, saldıranların ve verdirdikleri kaybın arttığı söylenebilir. Günlük saldırı sayısının 60 ulaştığı belirtilmektedir ki bu yetki devrinden önceki döneme göre yüzde 20’lik bir artışı ifade ediyor. Direnişin aktif üyelerinin nüfusun yüzde birinin yarısı kadar olduğu belirtiliyor ki bu 120 bine tekabül ediyor. Son dönemde dikkatler Necef’te yoğunlaşmış olmasına rağmen saldırıların çok büyük bir bölümünün hala Sünni üçgeninde olduğu görülmektedir. Sayıları 240 bine ulaşmış olmasına rağmen Irak güvenlik güçleri hala eğitim sürecindeler ve baskınların çoğunu hala Amerikan askerleri yapıyor. Hükümet üyelerine, Irak güvenlik güçlerine yönelik saldırılar ve yabancıların rehin alınma olayları da devam ediyor. Bu trendlerin seçimlerin yapılması beklenen Ocak ayına kadar ne ölçüde değişeceği belisizliğini koruyor.
New York’taki Cumhuriyetçi Parti Kongresi öncesinde Başkan Bush’un Kerry’e göre birkaç puanlık bir avantaj kazandığı görülmektedir. Aradaki fark hala kamuoyu yoklamalarının hata marjı içindeyse de Kerry’nin Vietnam geçmişi ile ilgili yapılan negatif kampanyanın direk ya da gündemi değiştirdiği için dolaylı bir etkisi olduğu dile getirilmektedir. Cumhuriyetçi Parti Kongresinde daha çok merkez mesajlar verilmesi beklenmektedir. Bush’un Kongre’den sınırlı da olsa belli bir avantajla çıkması beklenebilir ama seçimin sonucunda iki liderin televizyonda gerçekleştireceği tartışmaların önemli olacağı söylenebilir. Yorumcular iki liderin de direk ve dürüst bir vizyon ortaya koyamadıklarını belirtiyorlar. Kerry’nin vizyonunun netlikten uzak olduğu Bush’unkininse fazla net olduğu ve gerçeklerle uyumsuz olduğu eleştirileri yapılıyor. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)