G-ABD 27 Temmuz 2004
Üsler, Irak ve Amerikan Siayaseti
NTV’nin bildidiğine göre Washington, Almanya’da konuşlanmış olan “48 adet F-16 uçağını İncirlik üssüne kaydırmak ve bu uçakları kısıtlamasız kullanabilmek istiyor.” ABD’nin denizaşırı askeri üs yapısında yapmayı planladığı değişikliklerin 2005 sonundan itibaren uygulamaya geçeceği düşünülmektedir. Bir devletin kendisine yönelik direk, ivedi ve ciddi bir tehdit yok iken kendi topraklarında başka bir devlete askeri üs izni vermesi çok hassas bir konudur. Bu konu ayrıntılı olarak çalışılmadan bir taahhüde girmemek gerekir. Ancak eğer ABD’nin üslerle ilgili talebi basına yansıyan türden şartsız ve geniş özgürlükler çerçevesinde ise kabul edilmesi yanlış olabilir. Bu konu ulusal güvenliğin de ötesinde ulusal egemenlik ile ilgilidir. Bu kadar önemli bir konuda kamuoyu bilgilendirilmeden ve ayrıntılı bir tartışma yaşanmadan karar vermekten veya taahhütlere girmekten kaçınmak gerekir.
Irak’ta Seçimlerin yapılacağı Ocak ayına kadar Allawi Hükümeti’ni denetleyecek 100 kişilik Ulusal Meclis’in seçileceği Ulusal Konferansın başarısının önünde terör saldırısı ihtimali, kilit siyasilerin boykotu, anlaşmazlık sonucu tıkanması veya dini partilerin hakimiyet kurması gibi riskler bulunuyor. Konferansın başarısızlığı ya da ertelenmesinin ABD’nin geçiş stratejisini zora sokabileceği belirtilmektedir. Sürecin başarılı olması ise Irak harekatının başarısız olduğunu düşünen Amerikalı seçmenlerin sayısını azaltabilir.
Amerikan toplumu NY Times’da muhafazakar yazar
David Brooks’un da dediği gibi çok hızlı ve hareketli geçen Bush Başkanlığı sırasında belki yoruldu ve biraz daha az hareketli bir dönem istiyor olabilir. Kerry oturaklı tavırlarıyla tam da bu dönem için uygun bir Başkan olabilir. Çifte açıkları (ticaret ve bütçe) açıklarını kapatacak, müttefiklerle barışacak, ülkeyi Bush’un vaad ettiği ama -11 Eylül’den hemen sonraki dönem hariç- gerçekleştiremediği şekilde birleştirecek, bilgili, tecrübeli, güven veren akıllı-uslu bir politikacı. Belki heyecan verici değil ama kavgacı da değil. Amerika yeni muhafazakarları arasında bazı bölünme işaretleri görülmektedir. Başını Irving Kristol’ün çektiği Weekly Standard ekibi ile American Enterprise Institute (AEI) ekibi arasında çatlaklar olduğu ve Çelebi olayı patladığında AEI’nin kendisini desteklemesine rağmen Weekly Standard’ın bu konuda sessiz kaldığı ve sonradan da Paul Bremer ile ilgili olumlu yazılara verdiğine
dikkat çekilmektedir. Kristol ekibinin Kerry’nin seçimleri kazanması halinde de bu yeni Yönetim üzerinde bir etkisi olabilir. AEI ise sadece dış politikada değil ekonomik ve sosyal politikalar aşısından Demokrat Parti’nin çok uzağında olduğu için aynı şansa sahip olmayacaktır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)