G-ABD 06 Haziran 2004
Kerry, Irak ve Edwards
Son dönemde Başkan Bush dış politikada yumuşak adımlar atarak Kerry ile arasında özellikle Irak konusundaki farklılıkları azaltmaya çalışmaktadır. Bir anlamda seçimler ve Kerry’nin pozisyonları Bush’un Irak’la ilgili politika tercihlerini etkilemektedir. Bu durumun Bush’un tekrar seçilmesine yeteceği ise şüphelidir. John Kerry, Irak konusunda uluslararası bir komiser atanması, komşularla bölgesel bir konferans toplanması ve müttefiklerin petrol ve ihale pastasından pay verilerek katkı yapmaya teşvik edilmesini
önermektedir. Kerry Avrupalı müttefiklerin de buna karşılık Irak’tan alacaklarından vazgeçmeleri ve yeniden inşa sürecine katkı yapmaları gerektiğini söylemektedir. Kerry komşuların Irak’ın içişlerine müdahale etmeme sözü verirken Iraklı liderlerin de -muğlak bir şekilde Türkmenleri de çağrıştıracak bir şekilde- azınlık haklarının korunması konusunda taahhüt vermelerini istemektedir. Kerry, bütün bunlardan sonra, biraz da iyimser bir şekilde, Nato’nun Irak’ta uzun süre gerekli olacak barış gücüne önemli bir katkı yapması için kapısının çalınabileceğini ve Nato gelirse bunu başkalarının da takip edeceğini söylemektedir. Bu noktada denebilir ki, Kerry ile Bush arasındaki fark bu noktadan sonra yapacaklarında değil –her ne kadar Kerry savaş için Senato’da zorunlu olarak evet oyu kullanmış olsa da- şimdiye kadar yaptıklarındadır. Kerry için bir çok eleştiri yapılabilir ama Başkan olsa onun da Irak’ı bu şekilde ve o zamanda işgal edeceğini söylemek adil olmaz.
Bu arada yardımcı John Edwards’ı seçmesi ve ay sonundaki Demokrat Parti Kongresi spotların kendi üzerine çevrilmesine neden olacaktır. Bush kampından kısa vadede dramatik bir açılım ya da başarı gelmezse
Kerry on puan gibi ciddi bir farkla öne fırlayabilir. Edwards, sadece bir dönem senatörlük yapmış olması ve ulusal güvenlik konularında tecrübesiz olması gibi bazı dezavantajları olsa da, enerjisi ve karizması ile kampanyaya renk getirebilir ve Kerry’nin bu konudaki açıklarını kapatabilir. Cumhuriyetçiler, Kerry seçilirse, ölüm, istifa ya da azil sonucu görevi devralabilecek Edwards’ın milli güvenlik açısından 11 Eylül sonrasında daha da önemli hale gelen bilgi ve tecrübeye sahip olmadığını iddia etmektedirler. Buna karşılık Demokratlar da, Edwards’ın her ne kadar esas ilgi alanı iç politika ise de İstihbarat Komitesi’nde görev alması ve İç Güvenlik’le ilgili bazıyasa tasarılarında ol oynaması nedeniyle, 2000 yılında Bush’un sahip olduğundan çok daha fazla güvenlik tecrübesine sahip olduğunu belirtmektedir. Edwards’ın Cumhuriyetçilerin hakim olduğu ve 2000 seçimlerinde 13 eyaletin tamamını aldığı Güney’den eyalet çalması zor görülse de, Bush’u burada biraz zorlayarak daha fazla kaynak ve zaman ayırmak zorunda bırakması beklenebilir. Edwards’ın popülist ve dış ticaret konusunda korumacılığa yakın eğilimlerinin Kerry kampanyasına ne ölçüde taşınacağı da önemlidir. Edwards’ın seçilmesi Kerry kampanyasının Amerikan ölçülerinde bir parça “sola” kayması olarak görülebilir. Nitekim Amerikan Ticaret Odası Edwards’ı yardımcı olarak seçilmesi halinde tarafsızlıklarını bırakarak Bush kampını destekleyeceklerini açıklamıştı.. Yardımcı adayların seçimi kazanmaya yetmediği ama yanlış yardımcı tercihlerinin seçimin kaybedilmesine neden olabileceği söylenebilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)