Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 24 Haziran 2004
Türk-İsrail İlişkileri
Türk-İsrail ilişkilerinin bir tür “serbest-düşüş” içinde olduğu görülmektedir. New Yorker’daki yazının büyük ölçüde Türk kaynaklarına dayandığı söylenebilir. Konuıyla ilgili olarak, eldeki sağlıklı bilgilerin sınırlılığı nedeniyle bir spekülasyon olmaktan öteye gidemeyecek ama yine de yüksek sesle dile getirilmesinde fayda olabilecek şu fikirler öne sürülebilir: İsrail, en azından ilk başta Türkiye’nin tepkisini iç kamuoyuna yönelik geçici bir jest olarak görmüş olabilir. Ayrıca İsrail Türkiye’nin elindeki istihbaratın söylentiler ve bölük pörçük bilgilerden ibaret olduğunu düşünüyor olabilir. Bir başka ihtimal de İsraillilerin, yaptıkları açıklamanın tersine, Türkiye ile ilişkilerin bozulmasının Kürtlerin oynayacakları potansiyel rolün kabul edilebilir bir bedeli olduğunu düşünmesidir. Türkiye’de resmi kurumlar dahil bir çok çevrede yakın zaman kadar -ve kısmen hala- geçerli olan İsrail’in Türkiye’yi kendisinden soğutacak adımlar atmaya cesaret edemeyeceği düşüncesinin yanlış olduğu ortaya çıkmaktadır.
İsrail, Türkiye ile girdiği “özel ilişkinin” “son kullanma tarihinin” geldiğinin değilse bile “azalan marjinal fayda” dönemine girdiğini düşünüyor olabilir. İsrail belki de, potansiyel olarak her zaman “kirişi kırabilecek” Türkiye ile “kendisine her zaman bağımlı olacak” Kürtler arasında bir tercih yapmak zorunda kalırsa ilkini seçmemeyi göze alabilir. Bir başka bakış açısına göre ise İsrail, Kuzey Iraklı Kürtleri bağımsızlığın eşiğine getirdikten sonra Türkiye ile daha güçlü bir “ittifak içi pazarlık” pozisyonu kazanacağını hesaplıyor olabilir. Bu noktada cevaplanması gereken önemli sorular arasında Türkiye’nin bu gerginliği hangi noktaya kadar götürebileceği, İsrail’in bu konudaki algılamasının ne olduğu ve Türkiye’nin İsrail’e memnuniyetsizlik ve hatta kızgınlığını “hissettirmek” için parça parça mı yoksa bir kerede büyük bir adım atması mı gerektiği de olmalıdır. Bazı yorumcular, İsrail’in, Türkiye’nin duymak istedikleri şeyleri söyleyerek bu krizi aşabileceğini ve bir çok tahtada satranç oynadığı halde bunların hepsine hak ettiği ilgiyi vermekte zorlanan Ankara’nın dikkatinin yakında dağılacağını umduğunu düşünmektedirler. İsrail ayrıca, Washington ve New York üzerinden yapacağı uyarılarla Türkiye’yi “yeni durumu kabullenmek” zorunda bırakabileceğini hesaplıyor olabilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)