Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 03 Haziran 2004
Tenet Gitti mi, İtildi mi?
CIA Başkanı, her zaman Başkan’ın yakın çevresi içinde yer almasa da, başka şeylerin yanında, direk sorumlu olduğu Başkanı hemen her gün gördüğü için önemli bir mevkidir. Her Başkan’ın değişik bir “istihbarat yeme” alışkanlığı olduğu bilinmektedir. Örneğin Kennedy, CIA raporlarının doymak bilmez bir okuyucusu olarak tanınırken, şimdiki Başkan’ın bu kurumdan gelen notların birkaç sayfayı aşmasını istemediği bilinmektedir. Clinton döneminden yadigar CIA Başkanı George Tenet, belki Bush’un kendisi değil ama çevresi tarafından 11 Eylül ve özellikle Irak’ın bulunamayan silahları ile ilgili olarak sık sık bir günah keçisi olarak ortaya atılmıştır. Tenet ve ekibi Hindistan ve Pakistan’ın nükleer silahları ile ilgili gelişmeleri olması gerektiği kadar erken ve net öngörememişlerdir. Bob Woodward’un kitabında Saddam’ın silahları ile ilgili istihbaratın “sağlam” olduğunu belirttiği yazılan Tenet özellikle bu konu ile ilgili haklı eleştiriler almıştır. Kurum olarak CIA yeni muhafazakar projelere belli bir mesafe ile yaklaşsa ve zaman zaman bu grup ile açık olarak çatışmaya girse de, son dönemde inanılırlığına ciddi darbeler almaktan kurtulamamıştır. CIA’in son dönemdeki performansı ile ilgili onu aşkın soruşturma devam etmektedir. Tenet ile ilgili olarak dışarıdan yapılan en önemli eleştiriler siyasi patronlarının duymak istedikleri şeyleri söylemeye çok yatkın olması ve özellikle 11 Eylül’den sonra kurumun geçirmesi gerektiği düşünülen radikal yenilenmeyi yeterince ısrarla kovalamamasıdır. Örneğin, eleştirilecek bir çok yönü olmakla beraber, Rumsfeld’in, başında olduğu kurumu sarsma ve onu rahat alışkanlıklar ve rutinlerin dışında düşünme ve davranmaya başarılı bir şekilde yönlendirdiği söylenebilir. Denebilir ki, istihbarat kalecilik gibidir: Başarısızlıklar başarılardan çok daha fazla ilgi çeker ve hatırlanır. Kurumun tarihinde en uzun süre görev yapan ikinci Bakan olan ‘Teflon’ Tenet’e yönelik istifa çağrıları Kongre ve medyanın bir kısmı tarafından uzun süredir yapılıyordu. Ancak dünkü istifa ile ilgili ilk adımın Tenet’ten mi yoksa seçim öncesi sorunlu bir yükten kurtulmak isteyebilecek Beyaz Saray’dan mı geldiği çok açık değildir. Ancak denebilir ki Tenet gerçekten kişisel nedenlerle istifa etseydi bunun ortak bir basın toplantısı ile duyurulması beklenirdi. Üzerinde durulan ihtimallerden biri de Tenet'in Senato İstihbarat Komitesi'nin yakında açıklanması beklenen CIA ile ilgili raporunda kendi yönetim tarzı hakkında ciddi derecede olumsuz ifadelerin yer aldığını biliyor oluşudur.
Yine de seçime giderken aniden böyle bir istifanın gelmesi düşündürücüdür. Başkan’a bağlılığı ile tanınan Tenet’in bu kadar uzun süre görevde kalmasında Bush yönetiminin dışarıda bilinmesini istemediği ve muhtemelen 11 Eylül’le ilgili olan bazı sırlarını biliyor olması neden olmuş olabilir. Eğer şimdi Tenet kendi isteği dışında istifaya yönlendirildiyse bir süre sonra Bush Yönetimi’nin hoşuna gitmeyebilecek bazı açıklamalarda bulunabilir. Sık sık, önüne 21. yüzyıla ait bir görev konmasına rağmen hala bir önceki yüzyılın metotlarıyla çalıştığı ifade edilen CIA’in toplam bütçesinin 30 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ancak Tenet kağıt üzerinde askeri dahil tüm istihbarat kurumlarının başında olmasına rağmen pratikte Pentagon en büyük ve en pahalı kurumları yönlendirmede çok daha etkilidir. CIA’de reform gerektiğini savunanlar CIA Başkanı’nın üstünde tüm istihbarat kurumlarından sorumlu birinin olması gerektiğini savunmaktadır. Bir dipnot olarak denebilir ki, önümüzdeki dönemde daha yoğun yaşanması gereken istihbarat reformu tartışmalarından Türkiye’de dersler çıkarmaya çalışmalı ve uzun süredir değişmeyen kurumsal mimari ve kültüründe değişimi zorlamalıdır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)