<$BlogRSDURL$>
TurcoPundit
17 May 2004
 
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız

G-ABD 18 Mayıs 2004
Kongre’nin Artan Rolü ve Ağırlığı – Kasım Seçimleri

Vietnam ve Watergate örneklerinde olduğu gibi, Irak’ta yaşanan başarısızlık ve skandallarla beraber, ne kadar süreceği belli olmayan bir süre için Kongre’nin Amerikan siyasetindeki rolünün artması beklenebilir. Son dönemde denetleme sorumluluğunu yeterince etkin kullanmayan Kongre, savaştan vergi indirimlerine bir çok konuda insiyatif, yetki, sorumluluk ve parayı Beyaz Saray’a çok kolay vermiştir. 11 Eylül sonrasında oluşan ortam ve Irak Savaşı Bush politikasının yanlışlarını yüksek sesle dile getirmeyi cesaret gerektiren riskli bir şey haline getirmiştir. Ama Kongre, sadece Irak savaşının haklılığı, gerekliliği ve ivediliği gibi temel konularda kendi iradesini Yönetim’e devretmekle kalmamış, savaşın önce ve sonrasındaki planlama, harcama ve kilit noktalarda yapılan ve şu anda gelinen zor duruma katkıda bulunan temel siyasi tercihler konusunda da yakın zaman kadar eleştirel ve denetçi bir tutum alamamıştır. Bu nedenle eğer ortada bir başarısızlık varsa bunda Kongre’nin de – Yönetim’e göre daha az olmakla beraber- payı vardır. Belki de yavaş yavaş bu sorumluluğu hissetmeleri nedeniyle, içlerinde Cumhuriyetçiler’in de olduğu giderek artan sayıda senatör ve milletvekili Yönetim’in Irak politikasını sorgulamaya, eleştirmeye ve denetlemeye başlamıştır. Her iki yılda bir seçime giden ve bu nedenle halkın nabzını özellikle tutmak zorunda olan milletvekilleri ile dış politika ve güvenlik konularında ağırlığı olan Senato, artık Yönetim tarafından önüne gelen istek ve teklifleri kolayca onaylayan bir “lastik damga” olmaktan çıkabilir.

Bu arada, kamuoyu yoklamalarındaki durumu adeta “serbest düşüşe” uğrayarak giderek kötüleşen Başkan Bush’un kampanyasını yönetenler artık Bush’un müspet yönleri ve “başarılarını” öne çıkarmaktan çok Kerry’yi de aşağıya çekmeye çalışmaktadır. Bush seçim ekibi seçmenlere mevcut Başkan’ın “mükemmel değilse bile yine de Kerry’ye yeğ” olduğunu düşündürtmeye yönelik negatif bir kampanya yapmaktadır. Kerry ise siyasi hayatında zamanlama konusunda genel olarak başarılı olmuş bir politikacı olarak kabul edilmektedir. Bir görüşe göre Kerry çok erken öne çıkmayarak “sprintini” gizlemektedir. Bu yaklaşımı eleştirenlerse, Kerry’nin, şu anda öne çıkmayarak ve Bush politikalarına makul ve çekici alternatifler öne sürmeyerek seçimi erkenden bitirme şansını kaçırıyor olabileceğine işaret etmektedir. Bush’un bu noktadan sonra seçimi kazanması tarihsel örneklere tamamen ters olacaksa da, 2004 seçimlerinin bu tür sürpriz bir gelişmeye tamamen kapalı olmayan olağanüstü bir seçim olduğu düşünülebilir. Bu arada LA Times’ın yıldız siyaset analisti R. Brownstein’ın da işaret ettiği gibi seçimin sonucunu önemli ölçüde iki adayın kontrolü dışındaki faktörler belirleyecektir. Burada daha önce yapılan seçimin çok yakın geçeceği respiti belki şu şekilde revize edilebilir: Seçimin sonucu çok yakın gerçekleşmeyebilir ama at başı yarış daha uzun süre devam edecektir. Son düzlükte seçmenler adaylardan birinden –muhtemelen Bush- ümitlerini keserek belirgin bir şekilde öteki adaya meyledebilirler. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)

G-ABD 17 Mayıs 2004
Irak’ta Süreç Hızlanırken

Irak, belki genel bir “dış olaylar” konusu olarak değil ama stratejik bir konu olarak Ankara’nın gündeminden neredeyse tamamen düştüğü bir sırada, Türkiye için çok önemli gelişmelere sahne olmaktadır. Önümüzdeki 6-12 aylık dönemin K. Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulup kurulmayacağını belirleyeceğini iddia etmek abartı olmayacaktır. ABD’nin Irak’ta belki askeri değil ama siyasi bir yenilgi ihtimali ile karşı karşıya olması, Washington’un bu ülkenin birliğine yönelik ve zaten genelde belli bir şüphe ile karşılanan taahhüdünü zayıflatabilir. Burada daha önce sık sık ifade edildiği gibi, ülkedeki güvenlik durumunun bozulması K. Iraklı Kürtler’in bağımsızlık amaçlarını hayata geçirme isteklerini, belki haklarını ve bu konuda başta ABD olmak üzere Batı’dan destek bulma şanslarını ciddi şekilde attırmaktadır. Şu görüş, her zaman bu kadar net ifade edilmese de, yavaş yavaş daha çok taraftar kazanır gibidir: “Irak’ı kurtaramadık hiç değilse K. Irak’ta Batı yanlısı ve nispeten demokratik bir yönetim kuralım. Şu haliyle Kürtleri Irak’ın geri kalanı ile berber yaşamaya zorlamanın pratik ve ahlaki bir gereği yok.” Irak’ın kısa vadede demokratik, laik ve Batı yanlısı olamayacağı ortaya çıkarken, bu hasletlere şimdiden sahip olduğu düşünülen Kürt bölgesinin Irak’ın geri kalanı ile ortak bir geleceğe zorlanması ihtimali azalmaktadır.”

Böyle kritik bir döneme girerken Ankara’nın, şimdiye kadar sahip olduğu varsayımları son bir gözden geçirmeye tabi tutması, kurumlar arası koordinasyon ve kriz yönetimi konusunda teknik, enformatik ve zihinsel altyapısını oluşturması, artık istihbaratı politikanın entegre bir parçası haline getirmesi, yapılması gerekebilecek değer tercihleri (trade-off) konusunda kendini ve kamuoyunu hazırlaması ve nihayet, muhtemel bir caydırıcı, önleyici ve belki de Kürtlerce atılacak oldu-bitti bir adımı geri çevirmeye yönelik zorlayıcı (compellent) bir askeri müdahale için hazırlıklarını olgunluk düzeyine ulaştırmış olması gerekmektedir. Irak’taki olayların hızı, karmaşıklığı, değişkenliği ve önemi artarken bu ülke, başka bir çok başkent gibi aynı anda birden çok konuya odaklanma zorluğu yaşayan Ankara’da önce Kıbrıs’ta yaşanan, şimdi de AB cephesinde yaşanacak gelişmelerin gölgesinde kalmaktadır. Ancak, Türkiye’nin sık sık iftiharla bahsedilen bölgesel süper güç sıfatını hakkıyla kazanabilmesi için, “sakız çiğnerken yürüyebilmesi” ve aynı anda birkaç santranç oyununu yürütebilmesi gerekir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


G-ABD 12 Mayıs 2004
ABD Seçimleri Üzerine Notlar

Hemen bütün siyasi yorumcular Kasım ayındaki Başkanlık seçimlerinin çok yakın geçeceği ve 2000 seçimlerinde oluşan 50/50 dengesine yakın bir resmin ortaya çıkacağında birleşmektedir. Seçimin sonucuna iki tarafın güçlü yönleri ve zaafları kadar, adayların kontrolü dışında yaşanabilecek yeni bir terör saldırısı gibi bazı gelişmelerin de etki edebilecek olması tahmin yapmayı güçleştirmektedir. Örneğin, ABD’ye yönelik büyük çaplı yeni bir terör eylemi gerçekleşirse bunun güvenlik kaygılarını ön plana çıkaran Bush’a mı, yoksa ABD Başkanı’nın ekonomik, siyasi ve askeri kaynakları terörle mücadele yerine Irak’ta harcamasının hata olduğunu iddia eden Demokratlar’a mı güç vereceğini öngörmek zordur. Politikada altı ay çok uzun bir zamandır ve seçime kadar köprülerin altından daha çok krizler ve ekonomik rakamlar geçecektir. Bizim görüşümüz şimdiden tahmin yapmanın zor ve riskli olduğu bu seçimi Demokrat aday John Kerry’nin kazanması ihtimalinin bir parça daha fazla olduğudur. Başkan Bush’un Irak başta olmak üzere ama onunla sınırlı olmayan bir çok konuda hırpalanmaya açık konumu Kerry’ye ciddi bazı fırsatlar sunmaktadır. Ancak asıl önemli olan Demokratların bu zaafları ne derece maharetli kullanacağı olacaktır.

Bush’un zorluklarına rağmen Kerry henüz bunu değerlendirememiş gözükmektedir. Bunda son ayı ağırlıklı olarak bağış toplamak için geçirmesinin de payı olabilir. Kerry çok çekici, heyecan verici bir lider değildir. Ama Bush yönetiminin içeride ve dışarıda “kırdığı porselenlerden” sonra belki de “düz,” “çok renkli olmayan” ama yaraları saran bir Başkan doğru tercih olabilir. John Kerry ise bir yandan Demokratların ulusal güvenlik konusunda Cumhuriyetçilere göre daha yumuşak ve başarısız oldukları konusunda oluşmuş önyargıyı kırmak için sert ve kararlı bir görüntü vermek, öte yandan da Bush’tan farkının “Cola ile Pepsi” arasındakinden daha fazla olduğunu göstermenin zorluğunu yaşamaktadır. Bu farkın belirgin olmaması durumunda Kerry bir parça oyu Ralph Nader’e kaybetmek ve normalde Demokrat eğilimli olan bazı seçmenleri sandığa çekememek gibi risklerle karşı karşıya kalabilir. Cumhuriyetçiler bu seçimle beraber hem Kongre’nin iki ayağını, hem Beyaz Sarayı hem de boşalan yerlere yapacakları atamalarla Yüksek Mahkeme’yi ele geçirme şansı ile karşı karşıyadır. Ancak Bush Yönetimi’nin bir çok konuda ortaya koyduğu düşük performans yukarıda bahsedilen bir çok avantajına rağmen seçimi kaybedebileceğini göstermektedir. Ayrıca Bush’un bazı aşırı ideolojik tercih ve uygulamalarından rahatsız olan ılımlı Cumhuriyetçilerin de sandığa gitmeyebileceği düşünülmektedir. Seçimin sonucunu belirleyecek olan, ekonomi, Irak ve genel olarak ulusal güvenlik cephesinde yaşanacak gelişmeler kadar adayların bunlara bulacağı çözümler olacaktır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)

 
Comments: Post a Comment
U.S. foreign policy, Middle East, Turkey and Beyond

ABD dış politikası, Orta Doğu, Türkiye ve Ötesi

Şanlı Bahadır Koç,


If you want to receive it early in the morning subscribe to FPR
TurcoPundit Home
Pre-March 2004Archive

ARCHIVES
March 2004 / April 2004 / May 2004 / June 2004 / July 2004 / August 2004 / September 2004 / October 2004 / November 2004 / December 2004 / February 2005 / May 2005 / June 2005 / October 2005 / November 2005 / December 2005 / January 2006 / February 2006 / March 2006 / April 2006 / May 2006 / June 2006 / July 2006 / August 2006 / September 2006 / October 2006 / November 2006 / December 2006 / January 2007 / March 2007 / April 2007 / May 2007 / June 2007 / July 2007 / August 2007 / September 2007 / October 2007 / November 2007 / December 2007 / January 2008 / February 2008 / March 2008 / April 2008 / May 2008 / June 2008 / July 2008 / August 2008 / September 2008 / October 2008 / November 2008 / December 2008 / January 2009 / February 2009 / March 2009 / April 2009 / May 2009 /

What they have said about Foreign Press Review
"FPR'ın iki "kötü" özelliği var: 1. Alışkanlık yaratıyor, onsuz yapamaz hale geliyorsunuz; 2. Değeri alındığı değil, arada bir de olsa, alınamadığı vakit anlaşılıyor. Bir de sürekli bir kaygıya yol açıyor; 'Ya bir gün kesilir ve onu hiç alamazsam' duygusuyla sürekli yaşamak kolay değil."

Cengiz Çandar


"... fantastic .... an outstanding and unique service, not just for those who follow Turkey closely, but those who follow international trends and ideas. ... selection of material is some of the best anywhere ... coverage of the Turkish press and Turkish issues is truly unsurpassed .... outstanding and intelligent service"

Graham Fuller


"... extremely useful"

Andrew Mango


"FPR olmadan ne yapardım ya da bugüne kadar ne yapmışım bilemiyorum"

Soli Özel


"Güne başlamak için FPR’den daha iyi bir yol düşünemiyorum"

Hasan Ünal


Makaleler


Ankara ve Güneydeki Riskler 29 Aralık 2011
İslamcı Dalga Üzerine 5 Aralık 2011
Ankara’ya Suriye ile İlgili Bazı Tahlil, Tahmin, Uyarı ve Öneriler 2 Kasım 2011
İran ile İlgili Son Amerikan İddiaları ve Türkiye 16 Ekim 2011
Ankara Suriye’de “Rejim Değişikliği” Politikasına Geçerken 28 Eylül 2011
Türk Dış Politika Gündemine Dair 7 Kısa Not 6 Eylül 2011
“Zafer İlan Et ve Kaç:” ABD ve Afganistan’dan “Sorumluca” Çekilmenin Mantığı 23 Haziran 2011
Orta Doğu'da Durum Raporu 25 Mayıs 2011
Bin Ladin’in Öldürülmesi Üzerine Notlar 25 Mayıs 2011
Bin Ladin’in Öldürülmesi Üzerine 15 Kısa Not 3 Mayıs 2011
ABD ve Karadeniz Nisan 2011

Türkiye Beşar’a Ne Demeli? Suriye'de “52 Cuma” Reformsuz Geçmez 20 Nisan 2011
Amerika-Sonrası Dünyanın Provası Olarak Libya Krizi ve Türkiye 22 Mart 2011
“Demokratikleştiremediklerimizden misiniz?”: Orta Doğu’daki Değişim Dalgasının Neden, Şekil ve Olası Sonuçları 10 Şubat 2011
Analiz Üzerine Notlar 14 Ocak 2011
Wikileaks Üzerine Notlar ve Yorumlar 23 Aralık 2010
Enerji ve Güvenliği Üzerine Notlar 29 Kasım 2010
Amerikan Travması ve Kongre Seçimleri 23 Kasım 2010
Füze Savunması Üzerine 20 Soru ve 5 Seçenek 20 Ekim 2010
Obama Ekibinde Yaprak Dökümü - Beyaz Saray’dan Kaçış mı? 12 Ekim 2010
"Kürt Devleti" Üzerine Notlar ve Çeşitlemeler 23 Eylül 2010
Mullen’ın Ankara Ziyareti 7 Eylül 2010
ABD’nin Afganistan’daki Seçenekleri 24 Ağustos 2010
Financial Times Haberinin Türk-Amerikan İlişkileri Üzerine Düşündürttükleri 18 Ağustos 2010
İsrail-ABD-İran-Türkiye Dörtgeni 26 Temmuz 2010
Bay Netanyahu Washington’a Gitti: Böyle mi Olacaktı, Obama? 16 Temmuz 2010
Stratejik Dehlizlerde Derinlik Sarhoşluğu: Bir AKP Dış Politikası Eleştirisi Temmuz 2010
Rus Casusluk Olayı: "John Le Carre mi, Austin Powers mı?" 5 Temmuz 2010
“Mahalleye Hoş Geldin”:Türkiye’nin Orta Doğu’da İlk Günü 02 Haziran 2010
Nükleer Takas: “Savaşı Bitiren Anlaşma” mı, “Acem Oyunu” mu? 20 Mayıs 2010
ABD Irak’tan Çekilirken Riskler ve Hesaplar 1 Mayıs 2010
ABD-İsrail İlişkilerinde “Normalleşme” Sancıları 22 Nisan 2010
Obama’nın Nükleer Cazibe Taarruzu: Bardağın Üçte Biri Dolu 9 Nisan 2010
ABD-İsrail İlişkilerinde “Tektonik Kayma” mı? 5 Nisan 2010
Irak Seçimleri: Sonun Başlangıcı, Başlangıcın Sonu 19 Mart 2010
Ermeni Karar Tasarısı Üzerine Notlar, Yorumlar ve Öneriler 8 Mart 2010
Ermeni Karar Tasarısı Üzerine Notlar, Yorumlar ve Öneriler 8 Mart 2010 (word)
Bütçe Açığı ve Amerikan Gerilemesinin Ekonomi Politiği 19 Şubat 2010
Cemaat-skeptic 6 Ocak 2010
AKP bir seçim daha kazanırsa burası FC olur 4 Ocak 2010
ABD bu işin neresinde? 29 Aralık 2009
Türkiye-Ermenistan Protokolü Üzerine Düşünceler 3 Eylül 2009
"Obama’nın Savaşı":AfPak Üzerine Notlar 20 Nisan 2009
Obama’nın Ardından 17 Nisan 2009
Obama’nın Türkiye Gezisi ve Türk-Amerikan İlişkileri 19 Mart 2009
ABD ve Orta Doğu Barış Süreci Mart 2009
Obama’nın “Kırkı Çıkarken” Mart 2009

ABD-PKK “İlişkisi” Üzerine Notlar Şubat 2009
Mahşerin Üç Atlısı: Ross, Holbrooke ve Mitchell 5 Şubat 2009
SOFA ABD için Irak’ta “Sonun Başlangıcı” mı? Ocak 2009
Obama Döneminde ABD ve Asya 15 Ocak 2009
Obama’nın Güvenlik Kabinesi Üzerine Notlar 4 Aralık 2008
Yeni ABD Başkanı Obama ve Türk-Amerikan İlişkileri 6 Kasım 2008
ABD Başkanlık Seçimlerinin Türk-Amerikan İlişkilerine Muhtemel Etkileri 30 Ekim 2008
ABD Başkanlık Seçimleri Ekim 2008
Obama’nın Biden’ı Tercihinin Bir Tahlili 26 Ağustos 2008
Amerikan Sağı Üzerine Notlar Ağustos 2008
Gürcistan Krizi, ABD ve Türkiye 11 Ağustos 2008
Obama'nın Dış Gezisi 29 Temmuz 2008
Başkan Bush’un Avrupa Gezisi ve Transatlantik İlişkileri 18 Haziran 2008
ABD Seçimleri (ppt) - 10 Haziran 2008
"Sessiz Tsunami": Global Gıda Krizi (ppt) - 29 Nisan 2008
Amiral Fallon'un İstifası 13 Mart 2008
ABD ve PKK İlişkisi Üzerine Notlar 22 Kasım 2007
“İçeride Liberal, Dışarıda Şahin”: K. Irak’a Harekat Üzerine Notlar 25 Ekimy 2007
K.Irak'a Ekonomik Müeyyideler Üzerine Sorular 25 Ekimy 2007
Irak "Hamle"sinin Muhasebesi Eylül 2007
Türk-Amerikan İlişkileri - Yeni Dönemin Gündemi Eylül 2007
ABD, K. Irak ve Türkiye Üzerine Notlar ve Sorular Haziran 2007
ABD ve Orta Doğu: "Müflis mirasyedi" mi "stratejik deha" mı? Mayıs 2007
Recommendations for Strengthening U.S.-Turkish Relations February 26, 2007
ABD'nin Irak'taki Seçenekleri Ocak 2007
'Topal Ördek'le İki Yıl Daha: 2006 Kongre Seçimleri Aralık 2006
U.S.: Empire, Gulliver or the “First Among Unequals” (ppt) - ASAM 2023 Conference - October 2006
Türk-Amerikan İlişkilerinde “İkinci Bahar” mı, “Sonun Başlangıcı” mı? Stratejik Analiz - Haziran 2006 -
Irak’ta Direnişin ve İşgalin Gölgesinde Demokrasi Deneyi Avrasya Dosyası - İslam ve Demokrasi Özel Sayısı
Gurur ve Önyargı: ABD İran Gerginliği ve Türkiye Stratejik Analiz Nisan 2006 - (pdf)
Arzın Merkezine Seyahat: ABD Ulusal Güvenlik Konseyi - Journey to the Center of the World: U.S. National Security Council Avrasya Dosyası 2005
Dört Tarz-ı Siyaset: Türk-Amerikan İlişkileri ve Başbakan Erdoğan’ın Washington Ziyareti Temmuz 2005
11 Eylül’den Sonra Türk-Amerikan İlişkileri: Eski Dostlar mı Eskimeyen Dostlar mı? Avrasya Dosyası - 2005
“Dört Yıl Daha”: Yeni Bush Yönetimi ve Dünya Aralık 2004
2004’ten 2005’e Türk-Amerikan İlişkileri Aralık 2004
Türkiye, Iraklı Kürtler ve Statükonun Meşruiyeti Nisan 2004 - eksik
Askerî Alanda Devrim: Askerî Bir Senfoni Ocak 2004
Çirkin Amerikalı’ ile ‘Güven Bunalımı’: ‘Süleymaniye Krizi ve Türk-Amerikan İlişkileri Temmuz 2003 - ( pdf )
The Middle East: A Land of Opportunity and Peril for Turkey - May 2003
Türk-Amerikan İlişkileri Üzerine Notlar: Ataerkil Yapıdan Tüccar Mantığına mı? Mayıs 2003
Türkiye, ABD ve Irak Harekâtı: Hayır Diyebilen Türkiye? - Şubat 2003
Değişim, ‘Sense of Proportion’ ve Tarihin Yararları ile Sınırları Üzerine Nisan 2003
ABD Güvenlik Politikalarında Güç Kullanımı ve Caydırıcılık Ağustos 2002
“Yalnız Kovboy” ya da “Eşit Olmayanlar Arasında Birinci”: ABD Dış Politikasında Tektaraflılık-Çoktaraflılık Tartışmaları Mart 2002
İyi, Kötü ve Çirkin: ABD'nin Orta Doğu Politikaları Ocak 2002
Unilateralism corrupts, absolute unilateralism corrupts absolutely Turkish News, May 21, 2002
ABD ve Afganistan: Çıkış Var mı? Kasım 2001
Realism and Change
Crime and Punishment - Deterrence and its Failure in Theory and Practice 2001
“Tüketebileceğimizden Daha Fazla Değişim” ya da Eskimeyen Dünya Düzeni Ekim 2001
“ABD-AB İlişkilerinde Metal Yorgunluğu” Haziran 2001
It never rains circa. 1991.
.



Powered by Blogger