Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 11 Mayıs 2004
Bush ve Irak
Bush eğer Rumsfeld’in istifasını ister, Abu Ghraib hapishanesini yıkar, suçlu Amerikalı askerlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını sağlar, yapılanların işkence olduğunu kabul eder ve hiç bir şüpheye bırakmayacak şekilde özür diler ve yıpranmamış, saygın bir Savunma Bakanı bulabilir ve Brahimi çok da istekli olmadan aldığı zorlu görevin üstesinden şapkasından çıkaracağı bir sürprizle gelebilirse, belki ABD Yönetimi mevcut durumdan az bir zararla çıkabilir. Aksi halde Abu Ghraib’de olanlar Irak operasyonunun siyasi ve moral iflasının bir sembolü olarak zihinlere kazınırken Bush da babası gibi bir dönemlik başkanlar listesine katılacaktır. Bush’un şu andaki destek rakamları seçime bu kadar süre kala sadece kaybeden başkanlarınki kadar. Zaten Bush’un seçimi tekrar kazanması Amerikan demokrasisi için ciddi tehlikeler getirecekti. Kongre’nin iki kanadında da hakim olan Cumhuriyetçiler Beyaz Saray’ı tekrar kazandıktan sonra önümüzdeki dönemde Yüksek Mahkeme’nin görevden ayrılması beklenen üç üyesini de seçse idi Amerikan iç ve dış siyaseti görülür bir gelecekte Cumhuriyetçilerin tekeline girebilirdi. ABD Irak’ta kolay bir başarı kazansa idi, haklılığına iyice inanıp yeni askeri müdahalelere girişebilirdi.
Dünyanın en güçlü, en zengin ülkesi olan, en iyi üniversiteler ve düşünce kuruluşlarına sahip ABD, nasıl oldu da George Bush gibi bariz şekilde vasatın altında zihinsel yetenekleri olan birini Başkan seçti, Irak’ta şimdiki zor duruma düştü, arada moral liderliğini, prestijini, bazı müttefiklerini ve yaklaşık 200 milyar doları kaybetti? O kadar vicdanlı, iyi eğitimli ve zeki insanın desteğini alan Irak operasyonu nasıl oldu da bu hale geldi? Paul Wolfowitz gibi, belki başka bazı kusurları olsa bile çok uzun zamandır demokrasi konusunda ciddi bir tutarlılığı olan bir entellektüel devlet adamı, nasıl oldu da neredeyse bütün yumurtaları Çelebi gibi tasdikli bir sahtekarın sepetine koyabildi? İleride tarihçiler bu sorulara cevap ararken şüphesiz şimdi bizim bilmediğimiz bilgilere ve kaçırdığımız bakış açılarına ulaşacaklar. Acaba Irak harekatı zaten başarısız olmaya mahkum muydu, yoksa sadece aşırı gurur, dikkatsizlik ve akılsızlığa mı kurban gitti? Yakın zamana kadar Irak “davasının” daha kaybedilmediğini iddia eden bir çok önde gelen yorumcu artık yavaş yavaş fikirlerini değiştirmeye başlamaktadır. Acaba son dönemde yaşanan dramatik olumsuz olaylar idrakimizi ve muhakememizi orantısız şekilde etkiliyor olabilir mi? Belki de, ama Irak ve Gazze’de son yaşananlar, üstüste yığılan bedenler ve kesilen kafalar bir tür medeniyetler savaşı yaşıyor olduğumuzu söyleyenleri ciddiye almamayı zorlaştırıyor. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)