Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 27 Nisan 2004
Bush, Kerry ve Dış Politika
Hemen herkesin çok yakın geçmesini beklediği Kasım seçimlerinde ekonomi ve genel olarak terörle mücadelenin yanında Irak’ın en önemli konulardan biri olacağı düşünülmektedir. Bush Yönetimi Irak’ın terörle mücadelenin bir parçası olduğunda ısrar etmektedir. John Kerry ise bir yandan Demokratların ulusal güvenlik konusunda Cumhuriyetçilere göre daha yumuşak ve başarısız oldukları konusunda oluşmuş önyargıyı kırmak için sert ve kararlı bir görüntü vermek, öte yandan da Bush’tan farkının “Cola ile Pepsi” arasındakinden daha fazla olduğunu göstermenin zorluğunu yaşamaktadır. Bu farkın belirgin olmaması durumunda Kerry bir parça oyu Ralph Nader’ kaybetmek ve normalde Demokrat eğilimli olan bazı seçmenleri sandığa çekememek gibi risklerle karşı karşıya kalabilir. Kerry, geleneksel olarak Demokratlar’a oy veren ama Bush’un İsrail’e yönelik yumuşak politikaları nedeniyle kısmen de olsa Cumhuriyetçiler’e kayma işaretleri veren Amerikalı Yahudileri kaybetmemek için Bush’un Sharon’a verdiği desteğe karşı eleştirel bir yaklaşıma da girememiştir. Bilindiği gibi Yahudiler’in organize olmaları, sandığa gitme oranlarının yüksekliği, ekonomik güçleri, Florida gibi kilit eyaletlerdeki sayıları, siyaset sistemi ve medyadaki kilit konumları gibi nedenlerle sayılarının çok ötesinde önemi bulunmaktadır.
Kerry ayrıca Senato’da savaş için Başkan’a yetki verilmesini desteklemiş olması ama Irak için bütçeye ek para konmasına karşı çıkması gibi bazılarına çelişkili gelen geçmiş hareketlerini açıklamakta da zorlanmaktadır. Artık Weekly Standard gibi yeni muhafazakar yayınların da kabul ettiği Irak’ta başarısız olma ihtimalinin belirmesi bile kamuoyu yoklamalarında Demokrat aday Kerry’e henüz çok fazla yarar sağlamamış görünmektedir. Savaşta işler kötü giderse bunun paradoksal bir şekilde halkın Bush’un etrafında kenetlenmesine neden olacağını iddia edenlerin görüşleri ilgi ve şüpheyle karşılanmalıdır. Bazıları Irak’ın Bush üzerindeki olumsuz etkisinin birikerek yavaş yavaş ortaya çıkabileceğini iddia etmektedir. Ayrıca Bush sanki Kerry’nin Irak’ta BM’yi işin içine katmak gibi fikirlerini kendisi uygulayarak son dönemde yumuşak karnı olacak gibi gözüken ulusal güvenlik konusunda rakibinden çok farklı olmadığını göstermek ister gibidir. Bunu başarırsa, seçimin kaderini belirleyecek merkez seçmenler arasında, “eğer ikisi arasında fazla bir fark yoksa o zaman neden yeni birini Beyaz Saray’a gönderip onun da işi öğrenmesini bekleyelim” şeklinde bir düşünce oluşabilir. Bu durumda Kerry’ye sadece Bush’unkine benzer politikaları daha başarılı bir şekilde uygulayabileceği iddiası kalmaktadır ki bunun seçmen üzerindeki etkisinin sınırlı olacağı söylenebilir. Bu noktada Kerry’nin ulusal güvenlik ekibinde halkın tanıdığı ve saygı duyduğu yüksek profilli “rüya takım” isimlerin olması ihtimali artabilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)