Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 26 Nisan 2004
Irak’ta Hatadan Dönmek
30 Haziran ve Amerikan seçimleri yaklaşırken Irak’ta manevra alanı daralan ABD bazı esneme, geri adım atama ve hatadan dönme örnekleri vermektedir. Baas’tan arındırma politikasından geri dönüş, Felluce ve Necef’te kontrolsüz bir harekattan –en azından şimdilik- kaçınma ve müzakerelere devam etme, BM’den karar çıkarmak için artan çabalar, geçici anayasa konusunda Sistani’nin eleştirilerini de dikkate alan bir değişiklik arayışları, Geçici Konsey’in Çelebi gibi üyelerinin büyük kısmının yeni yönetimin dışında kalacak olmaları gibi adımlar bunlara örnek gösterilebilir. Ancak bu adımların geç ve yetersiz olup olmadığını, arkasının gelip gelmeyeceğini, ABD’nin insiyatifi tekrar kazanmasına yetip yetmeyeceğini ve hangi olumsuz yan etkileri olduğunu önümüzdeki dönemde göreceğiz. Örneğin eski Baasçıların güvenlik dahil devlet kurumlarına dönmesi bunların orta ve uzun vadede bir darbe yapma ihtimalini beraberinde getirebilir. Ayrıca ABD Necef ve Felluce’de çok yüksek perdeden tehditler ve ültimatomlar savurduktan sonra uzun süre sonuç almadan beklerse bunun inandırıcılığı üzerinde olumsuz etkileri olacaktır.
Yeni Yönetimin kurulması ile ilgili insiyatifin Brahimi ve BM’ye teslim edilmesi ABD’nin Irak’taki politikaları üzerinde ciddi bir yumuşatıcı etki yapmasktadır. Başka şeylerin yanında Felluce ve Necef’te askeri harekata geçileceği açıklanmasına rağmen bunun sürekli ertelenmesi aslında ABD’nin Irak’taki manevra alanının ve sorunları askeri yöntemle çözme inancının zayıfladığının işareti olarak kabul edilebilir. Başkan Bush seçime giderken Irak’ta BM’yi olabildiğince resmen içine sokmaya çalışmaktadır. ABD Felluce’de direnişi kırmak için yüksek dozda güç kullanırsa bunun işe yarayıp yaramayacağı belli olmadığı gibi Brahimi’nin istifa etmesi ve BM kapısının tamamen kapanması gibi risklerle de karşı karşıya kalabilir. Bu arada Brahimi’nin İsrail aleyhtarı söyleminin Iraklıların güvenini kazanmak için bilinçli bir taktik olduğu da iddia edilmektedir. Sünni bir Arap milliyetçisi olan Brahimi Irak’taki Sünnilerle işgal yönetiminin kuramadığı türden bir ilişki kurmaya çalışmaktadır. 30 Haziran’an sonra “yetkinin devredileceği” söylenen ama pratikte üzerindeki işgal gölgesi sadece biraz aralanmış olacak geçici yönetimin hangi siyasi dengelere göre kurulacağı henüz netleşmemiştir. Bu yönetimin siyasi olmaktan çok teknokrat ağırlıklı olması da mümkündür. Yasa çıkarma yetkisi bile olmayacak bu yönetimin Irak güvenlik kuvvetleri üzerindeki kontrolü bile çok sınırlı olacaktır. Bu arada Washington Irak’taki Amerikan askeri varlığının statüsü ve geleceğini belirleyecek anlaşmanın yetkinin devrinden önce mi yapılacağı yoksa sonraya mı kalacağı da önemlidir.(Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)