Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 19 Nisan 2004
Irak’ta Güvenlik Durumu
Irak’ta son ay içinde artan şiddet, Washington Post’un da yazdığı gibi, yeniden inşa faaliyetlerini çok ciddi ölçüde sekteye uğratmış görünmektedir. Yeniden inşa faaliyetlerinde çalışan yerli ve yabancılar, taşeronlar, çevirmenler ve diğer destek personeli güvenlik endişesi ile görevlerini aksatmaktadır. Bu trend devam ederse ABD’nin işi ciddi anlamda zorlaşacaktır. Güvenlik yeniden inşa sürecinin en önemli unsurudur ve ABD bir kısmı zamanında belli olan bir kısmı ise zamanla ortaya çıkan hatalar, yanlış tercihler ve kaçırılan fırsatlar nedeniyle bu konuda insiyatifi tamamen kaybetmek üzeredir. Felluce’de olanlar ve Sadr’la yaşanan askeri gerginliğin Irak’ın başka yerlerinde de etki yarattığı görülmektedir. Bu arada Sünni-Şii dayanışması yaşanabileceğine dair emareler artarken, ABD’nin Felluce’de Kürt peşmergeleri kullanma gibi “dahiyane” uygulamalarının da etkisiyle Arap-Kürt gerginliği yükselmektedir. Newsweek’in detaylı olarak gösterdiği ve Bremer’in de itiraf etmek zorunda kaldığı gibi, Irak güvenlik güçlerinin düzeni tesis etmede ciddi bir rol oynamaya teknik, zihinsel ve moral nedenlerle hazır olmadıkları iyice ortaya çıkarken, koalisyon içindeki çözülme İspanya’dan sonra hızlanabilir. Necef’te atılacak yanlış adımlardan sonra Şiilerin direnişe geniş ölçüde dahil olması halinde İngiltere’nin bile çekilmesi gündeme gelebilir. Şiddetin artması ve yaygınlaşması ile Amerikan ordusunun operasyon düzenlemesi gereken alan önemli ölçüde genişlemiştir. Geri dönmesi planlanan bazı askerlerin görev süresinin uzatılması bu konuda ancak geçici bir çözüm olabilir.
Rumsfeld’in Shinseki gibi generallerin çağrılarına kulak asmayarak işgali küçük bir kuvvetle gerçekleştirmekte ısrar etmesi, “işler iyi giderken” operasyonun uluslararası bir çehreye kavuşturulmaması, Türkiye’nin bin bir güçlükle aldığı asker gönderme kararının geri çevrilmesi, General Sanchez’in sekiz ay önce Amerikan ordusundaki bir generalin yapabileceği kadar açık bir şekilde dile getirdiği asker talebine Pentagon’dan cevap verilmemesi bu noktaya gelinmesinde etkili olmuştur. Askeri direniş eylemleri çeşitlilik ve etkinlik açısından gelişme gösterirken direnişçilerin demografik olarak da genişlediği şeklinde haberler gelmektedir. Tırmanan şiddet, bazı üyeleri hariç Irak Yönetici Konseyi’nin ciddi bir gücü ve etkisi olmadığını bir kez daha kanıtlamıştır. Konsey’in genişletilerek 30 Haziran’dan sonra da konumunu belli ölçüde koruması fikri artık kimse tarafından telaffuz edilmezken, önümüzdeki dönemde üyelerin çok küçük bir kısmı Irak siyasetinde ciddi bir rol oynayabilecektir. ABD’nin BM’nin de yardımı ile, kendisine karşı dostça olmayabilecek ama bir süre daha varlığını hareket özgürlüğünü kısıtlayarak da olsa kabul edebilecek türden bir Yönetimi oluşturup oluşturamayacağı yazın bu ülkede yaşanacaklara birinci derecede etki edecektir. ABD’nin kararlılığını ve gücünü gösterirken Necef ve Felluce’de ne ölçüde şiddet kullanacağı bir diğer önemli konudur. Haklı olarak sık sık tekrarlandığı gibi fazla ileri gidilmesi direnişe yeni üyeler kazandırırken geri adım atmak da ABD’nin prestijine darbe vurabilir. ABD’nin özellikle Necef’te dikkatli olması gerektiği açıktır. Bu arada İsrail’den gelen haberler de Bremer ve halefi Negroponte’nin işini kolaylaştırmamaktadır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)