Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 13 Nisan 2004
Bush ve Irak
11 Eylül Komisyonuna verdiği ifadede Sandy Berger’ın da ifade ettiği gibi, tarih “arka aynaya bakarak” yazılırken, karar alıcılar belirsizlik içinde, veriler genelde eksik ya da birbiriyle çelişkili iken ve zaman baskısı altında karar vermek zorundadır. Ama bütün bunları kabul etsek bile, Bush Yönetiminin Robin Wright tarafından ustaca özetlenen hatalarının kataloğu o kadar büyük bir yekün tutmaya başlamıştır ki, Washington’un kontrolü hala kaybetmemiş olması şaşırtıcıdır. ABD’nin Irak’ta yaşadığı zorluklar Amerikan kamuoyunda işgalin demokrat ve yekpare bir devlet çıkaracağına dair duyulan umutları zayıflatmaktadır. Bu durumda ABD’nin 30 Haziran’da yetkiyi devredeceği yapının, temsil gücü olan, işgal güçlerinden bağımsız ve kendi içinde uyumlu olup olmayacağı sorusunun cevabı önem kazanmaktadır. Irak’ta durum ABD açısından hala kurtarılamayacak kadar umutsuz olmamakla beraber, zamanın daraldığı da açıktır.
ABD, askeri olarak hem Felluce’de hem de Sadr’a karşı üstün gelebilir, ama eğer işgalin “meşruiyet açığını” kapatmakta şimdiye kadar olduğu gibi düşük bir performans sergilerse; güvenliği sağlamak için yeni asker göndermenin de dahil olduğu ama ondan ibaret olmayan cesur ve yaratıcı adımlar atamazsa; Sünni ve Şiilerin kısmen birbirleriyle ama asıl işgalle ilgili endişelerini savuşturamazsa; günlük hayatın kolaylaşması konusunda ciddi başarılar elde edemezse ve işgalin içine ucundan da olsa BM’yi katmayı başaramazsa, yaz aylarından itibaren durumun kontrolden çıkması ciddi bir olasılıktır. Bu durumda ABD'nin Irak’taki ihtiraslı amacının daha mütevazı bir düzeye çekilerek demokratik ve üniter Irak hedeflerinden vazgeçilmesi gündeme gelebilir. ABD, Irak’a belki bu ülkeyi bölmek için gelmemiştir ama olaylar onu pekala o yöne doğru çevirebilir. Bu arada Irak konusunda Bush’tan farklı pek iyi bir alternatif fikri olmadığı eleştirileri yapılmaya başlanan Demokrat aday Kerry’nin başlıca farkı siyasi sorumluluğun BM’ye bırakılmasını ve Bremer’in Brahimi ile değiştirilmesini istemesidir. Hatta Kerry, Brahimi’nin bulacağı formülü baştan kabul etmek yanlısı olduğunu açıklamaktadır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)