Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 29 Nisan 2004
Amerikan Seçimleri Üzerine Notlar
Mevcut başkanın çok büyük bir başarısızlık göstermezse genelde yeniden seçilmesi geleneği olan ABD’de son 70 yıldır seçime Başkan olarak girip de kaydeden sadece iki aday olmuştur (Carter ve Baba Bush). Aynı şekilde, rakibinden belirgin olarak daha büyük bir bütçeyle kampanya yapıp kaybeden aday olmamıştır. 11 Eylül’den sonra milliyetçilik, kararlılık, sertlik gibi Başkan Bush’un sahip olduğuna bir çok kişiyi inandırdığı özelliklerin siyaset piyasasındaki değerini artmıştır. Ayrıca Bush’un rakibi John Kerry’nin son üç demokrat Başkan’dan (Clinton, Carter ve Johnson) farklı olarak Güneyli değil Kuzeyli olması kendisi için önemli bir handikaptır. Ancak ekonomide en azından rakamlar düzeyinde yaşanan düzelmeyi de dikkate alınsa bile Bush’un seçimi kazanma ihtimali John Kerry’ninkinden fazla değildir. Son yapılan kamuoyu yoklamaları Amerikan halkının özellikle Irak ile ilgili görüşlerinin olumsuz yönde değiştiğini göstermektedir. Amerikan halkı savaşın gidişatın olumsuz olduğunu, Irak’ta başarılı olma ihtimalinin azaldığını, Bush’un savaş konusunda tamamen dürüst olmadığını, Irak’ın aslında ivedi – ve hatta bazılarına göre gerçek- bir tehdit olmadığını düşünmeye başlamaktadır. 11 Eylül’den bu yana Amerika’da önemli başka bir terör saldırısı olmamasına rağmen Amerikalılar kendilerini hala güvensiz hissetmektedir.
Bu arada ekonomideki büyüme ancak sınırlı bir istihdam yaratmaktadır. Örneğin son ay 300 bin yeni iş yaratılmasına rağmen bunların yüzde yetmişten fazlası sosyal güvenlik açısından sınırlı faydaları olan geçici ya da part-time işler olmuştur. Ayrıca Bush Başkan olduğundan beri yaklaşık 3 milyon kişi işini kaybetmiştir ve hey ay 150 bin civarında kişi iş piyasasına girmektedir. Toplam bir trilyon dolara ulaşan Bütçe ve dış ticaret açıklarının Amerikan halkının yaşantısına ve bilincine etki etmesi zaman alacaksa da, Bush’un bu konularda da “sorumsuz” denebilecek uygulamalar içinde olduğu bilinmektedir. Başkan Bush seçilmeden önce ülkeyi birleştirme sözü vermiş olmasına rağmen içeride “şefkatli muhafazakarlık” ne de dışarıda “mütevazi” olma yönünde verdiği sözleri tutmuştur. Bu arada ABD’nin siyasi olarak yarıya yarıya yakın ve giderek coğrafi olarak netleşen bir şekilde Kırmızı (Cumhuriyetçi) ve Mavi (Demokrat) olarak ikiye bölündüğü şeklinde yapılan değerlendirmeler artmaktadır. Benzer siyasi görüşlere ve hayat tarzına sahip Amerikalılar giderek artan oranda kendileri gibi olan insanların yaşadığı bölgelerde yaşamaktadır. Bir partinin baskın olduğu ve seçim sonuçlarının şimdiden neredeyse kesin olduğu bölgelerin ve burada yaşayanların oranı artmaktadır. Seçime katılım oranının yüzde 50 civarında olması beklenmektedir. Ama kimin kazanacağının şimdiden belli olduğu eyaletlerdeki seçmenlerin oranı yüzde 70 olduğu hesaplanmaktadır. Oyunu belirlemeyenlerin oranı ise yüzde 25 civarındadır. Bazı analistler önümüzdeki yaklaşık altı aylık dönemde seçimi etkileyecek oyların belki de sadece yüzde 4 kadar olduğu tahminini yapmaktadır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)