G-ABD 08 Kasım 2004
Bush, Dolar ve Petrol - Felluce
George Bush’un tekrar seçilmesi doların
özellikle Asya para birimlerine karşı
değer kaybedeceği / kaybetmesi gerektiği şeklindeki inancı güçlendirdi. Bilindiği gibi Bush ilk dört yılda sorumsuz derecede gevşek bir para politikası izlemiş, bütçe açığının kontrolsüz denebilecek şekilde artmasına göz yummuş ve bu nedenle kendi partisindeki bazı senatörler tarafından da “sarhoş bir denizci gibi para harcamakla” suçlanmıştı. Gözlemciler Bush’un harcamaları kısmayı beceremediğini ve vergi indirimlerinin açığın daha da açılması neden oluğunu belirtmektedir. Bunun da ötesinde, Başkan’ın açığın olumsuz sonuçları olabileceğine inanmadığı belirtilmektedir. Bush’un tekrar seçilmesinin bir diğer etkisi de petrol fiyatlarının yüksek düzeylerde kalmaya devam etmesi ve 35 dolar düzeyine inmeye direnmesi olabilir. Bunun nedenleri arasında
Bush’un petrol tasarrufu konusunda samimi olmadığının düşünülmesi ve özellikle Orta Doğu’da askeri müdahalelere varabilecek gerilim politikasına devam etmesinden duyulan endişe sayılabilir.
Felluce’nin Türkiye açısından anlamı ne olabilir? Felluce’nin kontrol altına alınması ve Irak’ta seçimlerin yapılması Kürtlerin elinden Irak’tan ayrılma konusunda önemli bir argümanı alabilir. Ancak
daha önce belirtildiği gibi, Felluce’nin ele geçirilmesinin direnişi ne ölçüde olumsuz etkileyeceğini tahmin etmek güçtür. Gerillalar esas itibariyle bir araya geldiklerinde değil dağıldıklarında, halkın arasına karıştıklarında ve görünmez olduklarında etkilidir. Direnişi geçekleştirenlerin Felluce’de yoğunlaşmış olmaları onları açık hedef haline getirmiştir.
Ancak bir çok gözlemci halihazırda bunların şehri terketmiş olabileceğini düşünmektedir. Öte yandan Türkiye’nin Sünni halkın siyasi sürecin tamamen dışında kalmaması için neler yapabileceğini düşünmesi gerekir. Ankara, sadece “Sünni dayanışması” refleksi ya da insani kaygılarla değil realpolitik nedeniyle de bu konuya ilgili olması gerekir. Çünkü sistem dışına itilmiş milyonların olması Irak’ta istikrarsızlık yaratabilir. Bu durum da uluslararası kamuoyunun gözünde Kürtlerin Irak’tan ayrılmasının kabul edilebilir seçenek haline gelmesine neden olabilir. (Şanlı Bahadır Koç, ABD Masası, Araştırmacı)