G-ABD 01 Kasım 2004
Bin Laden Kasedi – ABD Seçimleri
Bazı yorumcular Bin Laden’in manevrasının çok akıllıca olduğunu ve seçimlei kim kazanırsa kazansın kazançlı çıkacağını düşünmektedir. Bunlardan
Clinton döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi’nde karşı-terör şefi olarak çalışmış Daniel Benjamin’e göre eğer Kerry kazanırsa El Kaide lideri kendi yandaşlarına İspanyol seçimlerinde olduğu gibi Amerikan seçimlerini de etkileyebildiğini düşündürtecektir. Eğer Bush kazanırsa Bin Laden bu sefer de bunun şimdiye kadar hep söylediği şeyi doğruladığını iddia edebilecektir: Amerika’nın Müslümanlara zarar vermek ve topraklarını işgal etmek istediğini ve Bush’u seçerek bu arzuyu yinelediklerini. Bu yorum, kısmen Bin Laden kasedinden Bush’un siyasi kazanç elde etmesini önlemeye yönelik bir niyetle yapılmışsa bile, ilgi çekicidir. Bin Laden için Bush’un kazanmasının daha iyi olduğunu düşünenler de çoktur. Bunun ABD’yi daha da yalnızlaştıracağını, Bin Laden’in örgütüne duyulan sempati ve desteğin artacağını, El Kaide’nin eylemelerinin Müslümanların gözündeki meşruiyetini arttıracağı savunulmaktadır.
Amerikan tarihinin en pahalı seçiminde sadece reklamlar için 600 milyon dolar harcandığı, toplam masrafın bir milyar doların üstünde olduğu belirtilmektedir. Seçim ABD tarihinin en büyük “haydi sandığa” kampanyasına sahne olmaktadır.Amerika’nın sadece 2000 yılında olduğu gibi tam ortadan 50-50 bölünmüş olmasından da öte bu kez çok şiddetli bir kamplaşma yaşanmaktadır. Her iki aday da diğer parti seçmenleri tarafından oldukça negatif şekilde değerlendirilmektedir ki
bu durumun Barry Goldwater’ın 1964’deki adaylığından bu yana gerçekleşmediği belirtilmektedir.Her beş siyah Amerikalı seçmenden dördü oy vermelerinin bir bilinçli şekilde engellenmesinden endişelenmektedir.
Irak seçimlerin bir numaralı konusu ise de en azından kısa vadede adayların farklı olarak yapacakları bir şey olmadığı söylenebilir. Ancak dünya ve Türkiye için iki adayın fazla bir farkı olmadığı, ABD’nin dış politikasının başa kim gelirse gelsin değişmeyeceği, önceden programlanmış olduğu şeklindeki düşünce doğru olmayabilir. Kaldı ki, ABD dış politikası ve ekonomisiyle dünyanın geri kalan için öyle önemli bir motordur ki, buradaki bırakın radikal değişiklikleri, küçük nüanslar ve tarz farklılıkları bile dünyanın geri kalanında ciddi farklar yaratabilir. (Şanlı Bahadır Koç, ABD Masası, Araştırmacı)